sözleşme dışı yapılan işlerin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun maddesi gereği işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiciyle ve KDV ilave edilmeden hesaplanması gerekir

 

 

  1. Hukuk Dairesi         2018/3002 E.  ,  2018/3549 K.
  •  

“İçtihat Metni”

Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı-birleşen dosya davalısı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
– K A R A R –
Asıl dava bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan takibe yönelik itirazın iptâli, birleşen dava ise ayıp ve eksik giderim bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, davacı-birleşen dosya davalısı vekilince yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-14.7.2004 gün ve 5219 sayılı Yasa’nın 2 A maddesinin c fıkrası ile HUMK’nın 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2017 tarihinden itibaren 2.270,00 TL’ye çıkarılmıştır.
… 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı 14.02.2017 tarihlidir. Birleşen davada 6.605,00 TL’nin tahsili talep edilmiş, 605,00 TL’ye hükmedilmiş olduğundan karar davacı-birleşen dosya davalısı yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararın temyiz istemi hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün ve ¾ Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilir. Bu nedenle birleşen dava yönünden temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı-birleşen dosya davalısı vekilinin asıl davaya yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
3-Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl dava reddedilmiş ise de yüklenicinin gerek sözleşme gerekse sözleşme dışı iş bedeli doğru hesaplanmamıştır.
Sözleşme götürü bedelle yapıldığına göre davacı yüklenicinin sözleşme kapsamında hakettiği iş bedeli sözleşmede götürü usûlle kararlaştırılan 63.000,00 TL’dir. Öte yandan yüklenici sözleşme dışı iş de yaptığını ileri sürdüğüne göre sözleşme dışı yapılan işlerin sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 413. maddesi gereği işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiciyle ve KDV ilave edilmeden hesaplanması gerekir. Ayrıca davalı iş sahibi 52.000,00 TL ve 5.000,00 TL yönünden ödemeyi kanıtlamış olup diğer ödemeleri kanıtlayamadığından ve ayrıca 6.000,00 TL birleşen davada mahsup edildiğinden toplam ödemenin de 63.000,00 TL olarak kabulü gerekir.
Bu nedenlerle de mahkemece yapılacak iş tespit dosyasında rapor düzenleyen bilirkişi dışında yeni bir inşaat mühendisi seçip mahallinde keşif yaparak sözleşme kapsamında hakedilen iş bedelini 63.000,00 TL olarak kabul ederek, sözleşme dışı yapılan işlerin bedelini 10.000,00 TL’yi geçmemek kaydıyla mahalli piyasa rayici ile hesaplanmak suretiyle tespit ettirip, bu bedeli de sözleşme kapsamı işler bedeli olan 63.000,00 TL’ye ilave ederek hakedilen iş bedelinden, 63.000,00 TL’nin mahsubu ile bakiye miktar üzerinden itirazın iptâline karar vermekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı-birleşen dosya davalısı vekilinin birleşen dava yönünden temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle asıl dava yönünden sair temyiz itirazlarının reddine, 3. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı-birleşen dosya davalısı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-birleşen dosya davalısına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 03.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.