arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde işin süresi temel üstü ruhsatından itibaren toplam 15 ay olarak kararlaştırılmış ise de, söz konusu parselin bulunduğu bölgede imar çalışması bulunduğu, bu nedenle inşaat yapımına izin verilmediği ve halen dahi bu durumun devam ettiği anlaşılmaktadır. Mevcut hukuki ve fiili durumun taraflarca bilinerek sözleşmenin imzalandığı hususu da tartışmasızdır. Şu hale göre, davacı arsa sahiplerinin inşaat yapmasına izin verilmeyen bir parsel hakkında davalı yüklenicinin bölgede kentsel dönüşüm uygulanmasının kararlaştırıldığı ve bu alanda daha ziyade ada bazında ve konsorsiyum halinde inşaat sözleşmesi yapılmaya başlandığı ve idarece de taşınmaz maliklerinin teşvik edildiği belirtilerek sözleşmedeki taahhüde bağlı olduğunu bildirmekle beraber oluşan koşulların her iki taraf lehine olması karşısında özel yetki içeren bir vekaletnamenin verilmesi halinde işlem yapılabileceğinin bildirilmiş olmasının bir öneri niteliğinde olduğu, önerinin kabul edilip edilmemesinin davacıların ihtiyarına bırakıldığı, bu ihtarname ile davalının inşaatı yapmaktan vezgeçtiği veya yapmak istemediği yolunda sonuca varılamayacağı, taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlükte bulunduğu süre boyunca bu nevi tekliflerin karşılıklı olarak müzakere edilebileceği ve bu nedenle bir güven sarsıcı eylemin varlığından söz edilemeyeceği gözden kaçırılarak davanın reddi yerine, davalının sözleşmenin arkasında durduğunu bildirmesine rağmen iş yaşamında doğal olarak karşılanacak teklif nedeniyle taraflar arasında güven sarsıldığından bahisle sözleşmenin feshine karar verilmesi yerinde görülmemiştir….

T.C.
Yargıtay
23. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/8795
Karar No:2015/8191
K. Tarihi:

T.C.
YARGITAY
23. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı vekili ve birleşen davada davalılar …, ….. ve ….. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacılar vekili, müvekkilerinin davalı ….. ile imzaladıkları arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yüklenicinin üstlendiği işi iki yıl içinde bitireceğini taahhüt ettiğini, yedi yıl geçmesine rağmen inşaata başlamadığını, aradan yedi yıl geçtikten sonra işi devretmek istediğini, davalının inşaatı yapamayacağını anladıklarını, sözleşme tarihinden yedi yıl sonra kötüniyetli olarak tapuya sözleşmenin şerh edildiğini ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile 27.06.2012 tarih 17271 yevmiye nolu sözleşmenin tapu kütüğündeki şerhinin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. vekili, davacılar ile müvekkili arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin konusu olan taşınmazın 572 m² yüzölçümlü ve hisseli olduğu, dava konusu taşınmazın bir bölümünün davacılara bir bölümünün ise dava dışı ….., ….., …..’ya bir bölümünün ise müvekkili …..’ya ait olduğunu, müvekkili tarafından davacılar dışında dava dışı ….., ….., …. ile Kadıköy … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye no’lu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, anılan kişilere de davanın ihbar edilmesi gerektiğini, sözleşmeye inşaatın yapılması ile ilgili herhangi bir süre konulmadığını, nedeninin ise inşaatın yapılacağı alanın ilgili idare tarafından imara açılmamış olması olduğunu, ilgili idarenin çalışması sonucu taşınmazın bulunduğu alanın özel imar uygulamasına açıldığını, müvekkilinin taraflar arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ve teknik şartnameyi yerine getirmeye hazır olduğunu, davacıların sözleşme edimini yerine getirmediklerini, davacılar tarafından açılan davanın hiçbir dayanağının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
… mirasçıları ve davalı …. tarafından verilen cevap dilekçesinde, murisleri ….. ile …..’nın 2005 yılında davaya konu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini imzaladıklarını, sözleşmenin yapıldığı tarihte bölgenin imara açık olduğunu, daha sonra bölgenin imara kapatıldığını, sözleşmede bölgenin durumu dikkate alınarak süre konulmadığını, davacıların bu aşamada başka büyük firmalar ile görüştüklerini yapılan anlaşmadan vazgeçmek istediklerini, inşaatın başlamamasının nedeninin tamamen idari kaynaklı olduğunu, yüklenicinin sözleşme gereklerini yerine getirmeye hazır olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; yüklenicinin davacılara gönderdiği ihtarnamede sözleşmenin arkasında olmakla birlikte değişen koşullar ve bu koşulların her iki tarafın yararına olacağından arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde bulunan yetkiler dahilinde başka konsorsiyumlarla görüşüldüğü ifade edilmiş ve özel yetkili vekaletname istendiği, sözleşmenin 6. maddesinde vekaletname verilmesi hususunun davalı yüklenicinin ihtarnamede belirttiği gibi başka konsorsiyumlarla görüşme yapma yetkisini içeren vekaletname verilmesini kapsamadığı, imar durumunun değişmesi davacı mal sahipleri lehine bir durum oluşturmuş ise bu konuda doğrudan konsorsiyumlarla görüşmek ve pazarlık yapmak öncelikle mal sahiplerinin hakkı olduğu, yüklenici gönderdiği ihtarname ile hem sözleşmenin arkasında olduğunu belirtip hemde aracı gibi inşaatı yaptırmak, konsorsiyumlar ile görüşmek için geniş özel yetkili vekaletname istemekle çelişkiye düştüğü, değişen imar durumuna göre ada bazında inşaat yapılması daha karlı ise bu konuda karar verme yetkisi mal sahiplerine ait olduğundan mal sahipleri adına başka konsorsiyumlarla pazarlık yapma sözleşmenin yüklenici olan davalı tarafa düşmeyeceği, dosya kapsamında bulunan ve birleşen dosya davalılarının verdiği vekaletnameler incelendiğinde dava konusu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki yetkileri aşan yetkiler içerdiğinin görüldüğü, yüklenici davalı tarafından her ne kadar sözleşmenin arkasında olduğu beyan edilmiş ise de bu özel yetkili vekaletnameler ve ihtarname içeriğine göre aslında mevcut hali ile sözleşmeyi yerine getirmeyeceği anlaşıldığı, uygulanamaz hale gelen ve davacılarda güven eksikliği yaratan tutum ve davranışlar nedeniyle sözleşmenin temelinden çöktüğü gerekçesiyle, sözleşmenin feshine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı vekili ve birleşen davada davalılar …., …. ve ….. temyiz etmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 06.05.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde işin süresi temel üstü ruhsatından itibaren toplam 15 ay olarak kararlaştırılmış ise de, söz konusu parselin bulunduğu bölgede imar çalışması bulunduğu, bu nedenle inşaat yapımına izin verilmediği ve halen dahi bu durumun devam ettiği anlaşılmaktadır. Mevcut hukuki ve fiili durumun taraflarca bilinerek sözleşmenin imzalandığı hususu da tartışmasızdır. Şu hale göre, davacı arsa sahiplerinin inşaat yapmasına izin verilmeyen bir parsel hakkında davalı yüklenicinin bölgede kentsel dönüşüm uygulanmasının kararlaştırıldığı ve bu alanda daha ziyade ada bazında ve konsorsiyum halinde inşaat sözleşmesi yapılmaya başlandığı ve idarece de taşınmaz maliklerinin teşvik edildiği belirtilerek sözleşmedeki taahhüde bağlı olduğunu bildirmekle beraber oluşan koşulların her iki taraf lehine olması karşısında özel yetki içeren bir vekaletnamenin verilmesi halinde işlem yapılabileceğinin bildirilmiş olmasının bir öneri niteliğinde olduğu, önerinin kabul edilip edilmemesinin davacıların ihtiyarına bırakıldığı, bu ihtarname ile davalının inşaatı yapmaktan vezgeçtiği veya yapmak istemediği yolunda sonuca varılamayacağı, taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlükte bulunduğu süre boyunca bu nevi tekliflerin karşılıklı olarak müzakere edilebileceği ve bu nedenle bir güven sarsıcı eylemin varlığından söz edilemeyeceği gözden kaçırılarak davanın reddi yerine, davalının sözleşmenin arkasında durduğunu bildirmesine rağmen iş yaşamında doğal olarak karşılanacak teklif nedeniyle taraflar arasında güven sarsıldığından bahisle sözleşmenin feshine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin ve birleşen davada davalılar …., …. ve ….’nun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, anılan davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadelerine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, ..tarihinde oybirliğiyle karar verildi