Asfalt Sathi Kaplama ve Temel Takviye yapma işi konusunda anlaşma yapıldığını, müvekkilinin işi yapıp fatura düzenleyerek icra takibi yaptığını, takibe itiraz sebebinin belirtilmediğini, faturanın fazla yazıldığı iddiasının yerinde olmadığını ileri sürerek, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün….. sayılı icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talepli dava

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1222
KARAR NO : 2018/1185
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2017
NUMARASI : 2015/772 Esas, 2017/266 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 27/09/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında Karayolları Antalya 1. Grup Asfalt Sathi Kaplama ve Temel Takviye yapma işi konusunda anlaşma yapıldığını, müvekkilinin işi yapıp fatura düzenleyerek icra takibi yaptığını, takibe itiraz sebebinin belirtilmediğini, faturanın fazla yazıldığı iddiasının yerinde olmadığını ileri sürerek, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün….. sayılı icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile sözleşme imzalanmışsa da davacı şirketten herhangi bir mal ve hizmet almadıklarını, takip konusu faturanın kayıtlarında yer almadığını, fatura konusu işin davacı tarafça yapılmadığını, faturanın iade edildiğini savunarak, davanın reddine, %20 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İhbar olunan Karayolları Genel Müdürlüğü vekili ise, dava dışı…. Ltd. Şti ve …. Tic. Ltd. Şti adi ortaklığının taahhüdü altında yapılmakta olan işin alt yüklenicisinin … A.Ş. olduğunu, idare ile davacı arasında sözleşme bulunmadığını belirterek, dava konusu fatura alacağına ilişkin müvekkili kurumun borcu bulunmadığının tespitini istemiştir.
Mahkemece, davacı tarafça başlatılan icra takibine davalı tarafın itiraz ettiği, tarafların ticari defter ve belgelerinin mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmesinde takip konusu faturanın her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı tarafın faturanın ait olduğu dönemle ilgili BS formunun da boş olarak beyan edildiği, Karayolları Genel Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabında da taraflar arasındaki sözleşmesel ilişkinin doğrulanmadığı, davacının açıkça yemin deliline de dayanmadığı, bu durumda davacının dava konusu ettiği alacağını usulünce ispat edemediği gerekçesiyle davacının davasının reddine, şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde, yapılan icra takibine itiraz ettiklerini, mahkemece davanın reddine karar verilmesine rağmen müvekkil lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, mahkemenin gerekçe göstermediğini, söz konusu icra takibinin müvekkilinin ihale almasında sıkıntılara neden olacağını, davacının kendi kayıtlarında yer almayan faturaya dayanarak takip yapmasının başlı başına kötüniyet olduğunu, başkaca ispata gerek olmadığını, icra inkar tazminatına karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, hüküm fıkrasının 2. Maddesindeki “Şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına” dair kısmın kaldırılarak müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 22/06/2016 tarihli raporda, dava konusu faturanın her iki tarafın defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının 2014 yılı Kasım ayına ait BS formunun boş olarak verildiği, herhangi bir mal ve hizmet satışı olmadığını bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan ettiği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı tarafça faturaya dayalı olarak yapılan icra takibine itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsili talep edilmiş, davalı reddini savunmuş, mahkemece davanın reddine, icra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Yerel mahkeme kararı, davalı tarafça lehlerine kötüniyet tazminatına hükmedilmediği gerekçesiyle istinaf edilmiş olup, davacı istinafı bulunmamaktadır. İcra İflas Kanunu’nun 67/II. maddesi uyarınca davalı borçlu yararına tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının icra takibinde haksız olması yanında, kötü niyetli olduğunun da kanıtlanması gerekir. Somut olayda her ne kadar davacı alacaklı icra takibinde haksız ise de kötüniyetli olduğunun kanıtlanamadığı ve İcra İflas Kanunu’nun 67/II. maddesindeki borçlu yararına kötüniyet tazminatına hükmedilmesi koşulları oluşmadığından mahkemece davalının kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/03/2017 tarih ve 2015/772 esas, 2017/266 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL nisbi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 266,50 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 230,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya iadesine,
3- Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/09/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.