Asliye Ticaret Mahkemesi,İlk Derece Mahkemesi; davacı şirketlerin iflaslarına karar vermiştir.İSTİNAF SEBEPLERİDavacı vekili istinaf taleplerinde;Mahkemece verilen ihtiyati tedbirlerin 45 gün sonra.. tarihinde kaldırıldığını, müvekkillerinin 10,5 ay tedbirsiz kaldıklarını, bütün mallarının, paralarının ve üçüncü şahıslardaki haklarının haczedildiğini, tedbirlerin kaldırılması ile çalışamaz ve iş yapamaz hale getirilen müvekkillerinin edimlerini yerine getiremez hale geldiklerini, yetkili makamlardan bir yıl kamu ihalelerine katılamama cezası aldıklarını, iyileşme projesinde yazılı sermaye artışını yapabilecek ve ödeyebilecek durumda iken bu imkandan mahrum kalındığını, kamu ihalelerine katılamama cezasının süresi .. tarihinde dolduğunu, müvekkilinin iş yerini yeniden düzenleyerek sermaye artış kararı alıp ilan ve tescil ettirdiğini, mahkemeye durum anlatılarak yeniden ihalelere girilerek, artırılan sermayelerin şirketlere ödeneceği belirtilerek uygun süre istendiğini ancak yeniden tedbir konularak sadece 40 günlük süre verildiğini, bu sürenin yeterli olmadığı gibi, ihale dönemi de olmadığından ihale açılması ve müvekkilinin ihaleye katılması da mümkün olmadığını, tedbirlerin kaldırılmasının haksız olduğunu, açılan dava ile ilgilenilmediğinin de doğru olmadığını, bir kısım işçi ücretleri süresinde ödenemediğini, taşaron işçiliğinin kalkmasını isteyen işçilerin bunu fırsat bilerek (adliye yemekhanesinde çalışan davacı şirket işçileri) greve gittiklerini, her gün adliye önünde abartılı gösteriler yapıldığını, grevin bir kısım adliye çalışanları tarafından desteklendiğini, işçiler tarafından tanınan ve davayı açın şirket temsilcisinin can güvenliği tehlikede olduğundan adliyeye gelemediğini, dosyası ile ilgilenemediğini, giderlerin posta aracığı ile yatırılabileceğini bilmediğini, davayı sürüncemede bırakmak gibi bir niyeti olmadığını, masrafların yatırılmaması halinde HMK.nun 114 – 115. Maddelerine göre işlem yapılması gerektiği, yasaya uygun tebligat yapılmadığını, davanın dava şartı yokluğundan reddedilmediğini, masrafların resmi ödenekten yapılmasının da mümkün olduğunu, borca batıklık tespit edilinceye kadar sermaye artışının yapılmasının zorunlu olmadığını, tedbirin kaldırılmasına itirazlarının 669 sayılı kanun hükmünde kararnamenin 4. Maddesi uyarınca reddedildiğini, oysa bu kararname yürürlük tarihinden önce açılmış davalarına bu hükmün uygulanamayacağını, bu düzenlemenin geriye yürüyemeyeceğini, yüksek Mahkemece karar bozulup, mehil verildiği takdirde sermaye artışının nakden yatırılacağını,

image_pdfimage_print
Bu içerik sadece üyelere özeldir. Üyelere özel içerikleri görebilmek için lütfen üye olun
Üye Ol
image_pdfimage_print