CEBİR KULLANMAK SURETİYLE İHALEYE FESAT KARIŞTIRMA SUÇUNA TEŞEBBÜS

Özet: Gıda alım ihalesine teklif vermek üzere tesise gelen mağdurun ihaleye katılmasını engellemek amacıyla cebir ve tehdit uygulandığı, bu sırada mağdurun ihale komisyonuna teklif zarfını verdiği, görevlilerin ikazıyla sanıklar ve mağdurlar tesis dışına çıktıktan sonra kendilerine haber verilmesi üzerine olay yerine gelen sanıkların ellerindeki sopalarla mağdurlara vurup basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde kasten yaralayarak ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemeye çalışmaları şeklinde gerçekleştiği anlaşılan olayda; ihale sürecinin ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalandığı ana kadar devam ettiği de gözetildiğinde, sanıklardan birinin eyleminin TCK’nın 235/2-c ve 35. maddelerinde düzenlenen cebir kullanmak suretiyle ihaleye fesat karıştırmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde iki kez kasten yaralama suçundan mahkumiyet hükümleri kurulması bozmayı gerektirmiştir.
T.C.
Yargıtay
5. Ceza Dairesi
E: 2014/2041 K: 2016/3720 K.T.: 11.04.2016
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;CMK’nın 260/1. maddesine göre ihaleye fesat karıştırma suçundan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan … Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü ile …’nın kanun yoluna başvurma haklarının bulunması ve hükmün Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak katılma taleplerinin kabulüne, sanıklar …, …, … ve … hakkında verilen hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların CMK’nın 231/12. maddesi uyarınca itiraza tabi olduğu ve itiraz merciince mahallinde bu konuda bir karar verilmesi mümkün görüldüğünden; incelemenin sanık … hakkında dönüşen eylemleri nedeniyle kasten yaralama suçundan kurulan hükümlere yönelik katılanlar vekili, O yer Cumhuriyet Savcısının ve sanık … müdafiin temyiz itirazları ile sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

Mağdurların oluşa uygun istikrarlı anlatımları, bu hususu doğrulayan adli raporlar, olayın oluş biçimi, hayatın olağan akışı ve tüm dosya kapsamından, haklarında ihaleye fesat karışmaya teşebbüs suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin açıklanması geri bırakılan … ve …’ın … Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı tarafından düzenlenen gıda alım ihalesine teklif vermek üzere … Tesisine gelen mağdur …’a ihaleye katılmasını engellemek amacıyla cebir ve tehdit uyguladıkları, bu sırada mağdur …’in ihale komisyonuna teklif zarfını verdiği, görevlilerin ikazıyla sanıklar ve mağdurlar tesis dışına çıktıktan sonra kendilerine haber verilmesi üzerine olay yerine gelen sanık … ile haklarında kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyet hükümlerinin açıklanması geri bırakılan… ve …’in ellerindeki sopalarla mağdurlara vurup basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde kasten yaralayarak ihale sürecindeki işlemlere katılmalarını engellemeye çalışmaları şeklinde gerçekleştiği anlaşılan olayda, ihale sürecinin ihale yetkilisinin onayını müteakip sözleşmenin imzalandığı ana kadar devam ettiği de gözetildiğinde, sanık …’ün eyleminin TCK’nın 235/2-c, 35. maddelerinde düzenlenen cebir kullanmak suretiyle ihaleye fesat karıştırmaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden dosya kapsamı, oluşa uygun düşmeyen gerekçeler ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde iki kez kasten yaralama suçundan mahkumiyet hükümleri kurulması,

Kanuna aykırı, katılanlar vekili, sanık müdafii ile O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11/04/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY

Anayasa m. 38/4, İnsan Haklan Avrupa Sözleşmesi m. 6/2, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi m. 11, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi m. 14/2 hükümleri uyarınca ceza yargılaması sonucunda mahkumiyet kararının verilebilmesi için suç oluşturan fiilin sanık tarafından işlendiğinin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak, herkesi inandıracak biçimde kanıtlanması ve şüphenin masumiyet karinesinin gereği olarak sanık lehine değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut olayda ise müştekiler … ve … hazırlıkta sanık …’ün de yaralama olayına katıldığını beyan etmelerine rağmen,kovuşturma aşamasında alınan beyanlarında olay yerinde bulunup bulunmadığından emin olmadıklarını, görmediklerini ifade etmiş, hatta … isimleri abisi Harun’un kendisine verdiğini belirtmek suretiyle soruşturma aşamasındaki beyanının doğruluğu hususunda da şüphe oluşturarak, itibar edilemeyeceğini göstermiştir. Haklarında hüküm kurulan diğer tüm sanıklar soruşturma ve kovuşturmada olay mahallinde …l’ün olmadığını söylemişler, sanık ise tüm aşamalarda suça iştirak etmediğini, olay tarihinde …’da olduğunu savunmuştur. 07/04/2011 günlü kolluk tutanağı bu savunmayı teyit etmektedir. Sanığın cep telefonu kayıtlarına göre …’da olduğu kabul edilerek savunmaya itibar edilmemiş ise de …’da bulunsa dahi bu husus olay mahallinde olduğu anlamına gelmeyeceğinden, suçu işlediğinin somut delillerle kanıtlanması gerekecektir. Oysa yukarıda açıklanan deliller dikkate alındığında sanığın müştekileri yaraladığı hususunun şüpheli kaldığı, mahkumiyeti için kesin, inandırıcı ve yeterli nitelikte olmadığı bu itibarla beraatine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan, sayın çoğunluğun mahkumiyet yönündeki görüşüne iştirak edilmemiştir.