Çevre Düzenleme İşlerinin, müvekkili şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığına ihale edildiğini ve * tarihinde sözleşmeye bağlandığını, müvekkili şirketlerin oluştuğu iş ortaklığı, sözleşmeye konu işin %90 dan fazla kısmını tamamlamışken ve sözleşme şartlarına uygun olarak işe devam ederken davalı tarafın sözleşmeyi haksız olarak tek taraflı fesh ettiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere nakte çevrilen teminat mektupları için *TL, hakedişlerden kesilip irat kaydedilen nakit teminatlar için *TL, fiilen yapıldığı halde hakedişlere dahil edilmeyip bedeli ödenmeyen dış cephe sıvası imalatı nedeniyle* TL, sözleşmenin fishi nedeniyle mahrum kalınan kar karşılığı*TL olmak üzere toplam * TL’nin sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsil edilerek müvekkili şirketlere ödenmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı kuruma yükletilmesine karar verilmesini talepli dava

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1071 Esas
KARAR NO : 2018/918

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/11/2017
KARAR TARİHİ : 13/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı tarafından 2010/14140 ihale kayıt numarasıyla ihaleye çıkartılan İstanbul …. .. ve Çevre Düzenleme İşlerinin, müvekkili şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığına ihale edildiğini ve 21/05/2010 tarihinde sözleşmeye bağlandığını, müvekkili şirketlerin oluştuğu iş ortaklığı, sözleşmeye konu işin %90 dan fazla kısmını tamamlamışken ve sözleşme şartlarına uygun olarak işe devam ederken davalı tarafın sözleşmeyi haksız olarak tek taraflı fesh ettiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere nakte çevrilen teminat mektupları için 25.000 TL, hakedişlerden kesilip irat kaydedilen nakit teminatlar için 25.000 TL, fiilen yapıldığı halde hakedişlere dahil edilmeyip bedeli ödenmeyen dış cephe sıvası imalatı nedeniyle 25.000 TL, sözleşmenin fishi nedeniyle mahrum kalınan kar karşılığı 25.000 TL olmak üzere toplam 100.000 TL’nin sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsil edilerek müvekkili şirketlere ödenmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, yargılama gidreleri ile vekalet ücretinin davalı kuruma yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 32.maddesi uyarınca huzurdaki yargılamada İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacı yanın taleplerinin zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin müvekkili şiket tarafından haklı nedenle feshedildiğini beyan ederek maddi ve hukuki mesnetten yoksun davanın esastan reddine, yargılama harç ve giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davanın tevzi edildiği İstanbul Anadolu …… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/11/2017 tarihli 2017/1271-1130 Esas ve Karar sayılı ilamı ile, davanın Mahkememizde görülmekte olan … Esas sayılı dava ile aralarında bağlantı bulunduğundan bahisle birleştirilmesine karar verildiği ve dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davalının yetki itirazı ile taraflar arasındaki sözleşme dikkate alınarak davaların tefrikine karar verilmiştir.
Eldeki dava taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshi nedeniyle, irad kaydedilen teminat mektubu nedeniyle doğan zararın tazmini talebidir. Davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşmenin haksız olarak feshedildiği ileri sürülerek teminat mektubunun bedelinin tahsili talep edilmiş, davalı tarafça öncelikle yetki itirazında bulunulduğu ve davanın usulden kabul görmediği takdirde esastan reddine karar verilmesi talep edilmiştir. Öncelikle davalının yetki ilk itirazı bakımından yapılan incelemede; taraflar arasında imzalanan 21/05/2010 tarihli sözleşmenin Anlaşmazlıkların çözümü başlıklı 32. Maddesinde ” Bu sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her türlü anlaşmazlığın çözümünde İstanbul Mahkemeleri ve icra daireleri yetkilidir” düzenlemesine yer verildiği görülmüştür. Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşme 2010 yılında imzalanmış ise de davanın 6100 sayılı HMK.’nın yürürlüğe girdiği tarihinden sonra açılması nedeniyle mahkememizin yetkili olup olmadığının dava tarihinde yürürlükte olan 6100 sayılı yasa hükümlerine göre belirlenmesi gerekir. 6100 sayılı yasanın 17.maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmüne yer verildiği, taraflar arasındaki sözleşme ile aksinin kararlaştırılmadığı ve yetkili kılınan mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğu, yetki itirazının da süresinde yapıldığı, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 16/01/2015 tarihli 2014/17877 Esas ve 2015/510 Karar sayılı ilamında ” 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 448. maddesinde, bu Kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı düzenlenmiş olup anılan Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce düzenlenen sözleşmeler nedeniyle açılan davalardaki yetki şartları da 6100 sayılı HMK’na göre değerlendirilmelidir. Bu durumda, 6100 sayılı HMK’nun 17. maddesi gereğince, taraflarca bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce olsa dahi yetki sözleşmesi yapılmış olması ve davanın da anılan Kanun’un yürürlük tarihinden sonra açılması halinde aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen yerde açılabilecektir.” hükmüne yer verildiği, (benzer nitelikteki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13/01/2016 tarihli, 2015/14611 Esas ve 2016/173 Karar sayılı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 19/09/2013 tarihli 2013/10919-14305 Esas ve Karar sayılı ilamı), bu hali ile yasa maddesi karşısında Mahkememizin yetkili olmadığı, anlaşılmakla yetki itirazının kabulüne karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının yetki itirazının kabulü ile Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle, davanın USULDEN REDDİNE,
2- HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde istem halinde dosyanın yetkili İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine,
2-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
HMK 138 maddesi gereği dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi..
.