Dava, hafriyat taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı şirket temsilcisi tarafından dilekçe ile davadan feragat edildiği bildirilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup, davadan feragat, hüküm kesinleşinceye kadar yapılabileceği ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi, yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğuracağından, davacı şirket temsilcisinin davadan feragata ilişkin dilekçesinin HMK’nın *. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış, Yargıtay *sayılı kararları uyarınca, davadan feragate ilişkin bir hüküm verilmesini teminen mahkeme kararı

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2018/1559 Esas
KARAR NO : 2018/1332
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/11/2008
KARAR TARİHİ : 28/12/2018
Mahkememizce verilen ———tarih ve ——– Esas———-Karar sayılı kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2018 tarih ve 2016/13518 Esas 2018/6597 Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firmanın———- ‘den ——- yakası kanal yapım işini ihale ile aldığını, müvekkilinin de hafriyatların taşınması işini gerçekleştirdiğini, taraflar arasında kamyon başı 170 TL’den hafriyat taşınması konusunda sözleşme imzalandığını, taşımaya ilişkin faturaların davalı tarafından iade edildiğini ileri sürerek 585.949 TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili dava dilekçesine karşı cevap dilekçesinde özetle; davacının fiili taşıma yapmadığını, müvekkilinin imzası ve kaşesi bulunan nakliye fişleri ile iddianın ispatlanması gerektiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI:
İLK KARAR: Mahkememizce ——– tarihli,—- Esas – —— Karar sayılı kararla; “iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı arasında taşıma sözleşmesi yapılmadığı, sunulan sözleşmenin davacı ile dava dışı şirket arasında alt taşıma sözleşmesi niteliğinde olduğu ve davalı şirket akidinin dava dışı şirket olduğu, bu davada davalıya husumet yöneltilemeyeceği” gerekçesiyle davanın pasif husumetten reddine karar verilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI:
Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/10/2018 tarih, 2016/13518 esas, 2018/6597 karar sayılı ilamındaki “Dava, hafriyat taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Ancak, davacı şirket temsilcisi tarafından 21/11/2016 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği bildirilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup, davadan feragat, hüküm kesinleşinceye kadar yapılabileceği ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi, yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğuracağından, davacı şirket temsilcisinin davadan feragata ilişkin dilekçesinin HMK’nın 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış, Yargıtay İBK’nın 11/04/1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nın 21/11/1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca, davadan feragate ilişkin bir hüküm verilmesini teminen mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçe ile mahkememiz kararı bozulmuş, bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda yargılamaya devam olunmuştur.
DAVANIN TESPİTİ, İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, harfiyat taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Davacı vekili 21/11/2018 tarihli dilekçesinde, davadan feragat etmiştir.
Davacı vekili 28/12/2018 tarihli duruşmada davadan feragat ettiklerini, ayrıca davalı tarafla yargılama masrafı ve vekalet ücreti konusunda sulh olduklarını, feragat sebebiyle davanın reddi ile karşı taraf lehine vekalet ücreti ve yargılama masrafına hükmedilmemesini talep etmiştir.
Davacı vekili 28/12/2018 tarihli duruşmada, tarafların imzasının bulunduğu 21/11/2016 tarihli harici uzlaşma protokolü suretinin sunulduğu, sunulan protokolün 4. maddesinde; “Taraflar birbirlerinden (hem dava dosyası hem de icra dosyası sebebiyle) herhangi bir sebeple avukatlık ücreti, masraf ve faiz talep etmeyeceklerdir.” maddesinin bulunduğu görülmüştür.
Davadan feragat HMK’nin 307, 309. ve 311. maddeleri hükümleri gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını oluşturan bir taraf işlemidir.
HMK’nin 310. Maddesine göre feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelenmiş, davadan feragate yetkili olduğu saptanmıştır.
Feragat bildirimi de HMK’nin 154. maddesi hükmüne uygun olarak mahkemece tespit olunmuştur.
Bu nedenlerle davanın feragat sebebiyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın HMK’nin 307. maddesi uyarınca “feragat” nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 35,90 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 7.910,40 TL harçtan mahsubu ile fazla yatan 7.874,50 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı tarafından yatırılan 32.047,30 TL bakiye karar harcının (vergi dairesince tahsil edilmiş olması halinde) karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
4-Taraflar arasında düzenlenen 21/11/2016 tarihli sulh protokolünün sahteliği iddia edilmediğinden taraflar yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, 6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddesi uyarınca Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı HUMK’un 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam edileceğinden HUMK 432/1. Maddesine göre kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal sürede Yargıtay temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/12/2018