davacı tarafça davalının müteahhitliğini yapan dava dışı şirket tarafından yapılan kaldırım çalışması sırasında kablolara zarar verildiğinden bahisle zararın tazminin talep edildiği, davalı Belediye tarafından davanın öncelikle usulden kabul görmediği takdirde esastan reddine karar verilmesinin talep edildiği, yargılama sırasında davalı Belediye aleyhine açılan davanın tefrikine karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı Belediyenin usule ilişkin itirazları bakımından yapılan incelemede; HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş, yargı yolunun caiz olması dava yartı olarak belirlenmiş ve HMK’nın 115.maddesinde dava şartının bulunmaması halinde davanın usulden reddedileceği hükme bağlanmıştır. Eldeki davanın davalı Belediyeden ihale ile alınan iş sonucunda kaldırım çalışması sırasında verilen zarara ilişkin olduğu, davalı Belediyenin hizmet kusurunun bulunduğunun iddia edildiği,

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1505 Esas
KARAR NO : 2018/1297
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 04/08/2018
KARAR TARİHİ : 17/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili davalı belediye ve dava dışı şirket aleyhine açtığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin müdürlük hizmet sahasında, davalı Belediyenin müteahhitliğini yapan dava dışı şirket tarafından yapılan kaldırım çalışması sırasında müvekiline ait kablo güzargahına hasar verdiğinden bahisle zararının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yapılan yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı Belediye vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın müvekkilinin hizmet kusuruna dayanması nedeniyle adli yargının görevli olmadığını, tazminat talebinin tam yargı davası olarak ileri sürülmesi gerektiğinden bahisle öncelikle davanın usulden reddine karar verilmesini, Mahkemenin aksi kanaatte olması halinde diğer özel hukuk tüzel kişisi olan davalının eylemlerinden dolayı müvekkilinin sorumlu olmayacağını, bu nedenle davanın husumetten reddine karar verilmesini, davaya konu hasar ile müvekkili arasında illiyet bağı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tarafça açılan davanın Mahkememizin ——– Esas sırasına kaydedildiği, Mahkememizce yapılan yargılama sırasında 06/12/2018 tarihli duruşmada davalı aleyhine açılan davanın ayrılmasına karar verildiği ve Mahkememizin yukarıdaki sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça davalının müteahhitliğini yapan dava dışı şirket tarafından yapılan kaldırım çalışması sırasında kablolara zarar verildiğinden bahisle zararın tazminin talep edildiği, davalı Belediye tarafından davanın öncelikle usulden kabul görmediği takdirde esastan reddine karar verilmesinin talep edildiği, yargılama sırasında davalı Belediye aleyhine açılan davanın tefrikine karar verildiği anlaşılmıştır. Davalı Belediyenin usule ilişkin itirazları bakımından yapılan incelemede; HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş, yargı yolunun caiz olması dava yartı olarak belirlenmiş ve HMK’nın 115.maddesinde dava şartının bulunmaması halinde davanın usulden reddedileceği hükme bağlanmıştır. Eldeki davanın davalı Belediyeden ihale ile alınan iş sonucunda kaldırım çalışması sırasında verilen zarara ilişkin olduğu, davalı Belediyenin hizmet kusurunun bulunduğunun iddia edildiği, bu hali ile Yargıtay HGK’nın 05/03/2014 tarihli, 2013/4-415 Esas ve 2014/199 Karar sayılı ilamı dikkate alındığında ve İstanbul BAM 4. Hukuk Dairesi’nin 02/11/2017 tarihli 2017/823-1431 Esas ve Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere “…2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2.maddesinde idari eylem ve işlemlerden dolayı açılacak tam yargı davalarında İdare Mahkemelerinin görevli olacağı düzenlenmiştir. İşi plan ve projeye bağlamak ve bunun yapımını üçüncü kişiye vermek idari işlem ve eylem niteliğinde bulunduğundan davalı ——— Belediyesi hakkında davanın yargı yolu yönünden reddine karar verilmesi..” gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı İ——– aleyhine açılan davanın yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle HMK’nın 115/2.maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2- Davanın tefrik ile açılması nedeniyle alınması gereken karar ve ilam harcı 35,90 TL ile başvuru harcı 35,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye öre belirlenen 2180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/12/2018