Davacı taşeron eldeki davada yapılan imalât bedelini talep etmekte olup, mahkemece alınan bilirkişi raporunda iş bedeli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı birim fiyatlarına göre hesaplanmıştır. Oysa taraflar arasında iş bedeli kararlaştırılmadığından işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun * maddesi uyarınca yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa fiyatları ile hesaplattırılıp, piyasa fiyatlarına KDV dahil olduğundan bulunan iş bedeline KDV ilave olunmadan saptanan iş bedelinden fazla ödeme * TL mahsup edilip bakiye miktar üzerinden karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2016/3181 Karar No:2017/2826
  1. Tarihi:11.7.2017
  Mahkemesi       :Asliye Hukuk Mahkemesi   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptâline ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz olunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık iş bedelinini hesaplanmasında toplanmaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili taşeronun davalıya yüklenicisi ait 4 bloktan oluşan inşaatın elektrik işlerinin yapımı konusunda sözlü olarak anlaştıklarını, organik 1. ve 2. blokların imalâtının tamamlandığını, bunlar için 98.000,00 TL ödemede bulunulduğunu, davalı tarafından 1.145,50 TL fazla ödeme yapıldığını, organik 3. ve 4. bloklara ait elektrik işlerinin ise kısmen yapıldığını, toplam 85.640,00 TL imalât bedelinden fazla ödemenin mahsubuyla bakiye 84.495,10 TL’nin tahsili için icra takibi başlattığını, itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptâli ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı iş sahibi ile, davacının taraf sıfatı bulunmadığını, müvekkilinin yüklenicisi olduğu inşaatın bir kısım işlerinin davacı tarafından yapıldığını, ancak iş bedelini ödendiğini, davacı ve oğlunun imzalarının bulunduğu 31.12.2013 tarihli ibraname bulunduğunu, öte yandan 4. blokta ayıplı imalât bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taşeron eldeki davada 3. ve 4. blokta yapılan imalât bedelini talep etmekte olup, mahkemece alınan bilirkişi raporunda iş bedeli Çevre ve Şehircilik Bakanlığı birim fiyatlarına göre hesaplanmıştır. Oysa taraflar arasında iş bedeli kararlaştırılmadığından işin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 481. maddesi uyarınca yapıldığı yıl mahalli serbest piyasa fiyatları ile hesaplattırılıp, piyasa fiyatlarına KDV dahil olduğundan bulunan iş bedeline KDV ilave olunmadan saptanan iş bedelinden fazla ödeme 1.145,50 TL mahsup edilip bakiye miktar üzerinden karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.   Bu nedenlerle mahkemece yapılacak iş, az yukarıda açıklamalar gözönüne alınarak teknik bilirkişiden davacı yüklenici tarafından 3. ve 4. bloklarda yapılan imalâtlar için ek rapor alınarak yapılan işlerin yapıldığı yıl tarihi itibariyle mahalli serbest piyasa rayicine göre hesaplattırıp, 1.145,50 TL’nin mahsubuna karar vermekten ibarettir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 11.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.  ]]>