davacının uğradığı maddi zarara ilişkin somut hiçbir verinin sunulamaması karşısında, maddi tazminat isteminin kabulüne olanak bulunmadığı, manevi tazminat istemi yönünden ise; dava konusu işlemin niteliği itibariyle, davalı idareyi manevi tazminatla yükümlü tutabilecek nitelikte ağır hizmet kusuru bulunmadığı gibi, olayda manevi zararın oluştuğundan da söz edilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, maddi ve manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş, taraflar kararın aleyhlerine olan kısımlarını temyiz etmişlerdir.

T.C.

D A N I Ş T A Y
Onüçüncü Daire

Esas  No  : 2005/1819

Karar No   : 2005/4728

 

Özeti : Davacı şirketin 1 (bir) yıl süreyle bütün kamu kurum

ve       kuruluşların       ihâlelerine      katılmaktan

yasaklanmasına neden olan eyleminin 4734 sayılı
Yasa’nın 17/a maddesi kapsamında “Yasak fiil ve
davranış” niteliğinde olmadığı, bu gerekçeyle verilen
yasaklama   kararı   davacı   şirketin   ticari   itibarını
zedeleyeceğinden ve güvenilirliğini azaltacağından,
davacı şirketin söz konusu işlem nedeniyle uğradığı
manevi   zarara   karşılık   makul   bir   tazminata
hükmedilmesi gerektiği hakkında.

 

Temyiz İsteminde Bulunanlar: 1- Milli Eğitim Bakanlığı – ANKARA

2- … Yemek ve İkram Org. San. Tic. Ltd. Şti.

Yetkilisi …

Vekili                           : Av. …

Karşı Taraf                   : 1- … Yemek ve İkram Org. San. Tic. Ltd. Şti. Yetkilisi …

2- Milli Eğitim Bakanlığı – ANKARA

İstemin Özeti               : Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin 10.03.2004 tarihli ve

E:2003/1457,    K:2004/295    sayılı    kararının;    iptale    ilişkin    kısmı    davalı    idare
tarafından,komisyon tutanağında belirtilen hususun Yasa’nın 17/a maddesi kapsamında
öngörülen yasaklama kararını gerektirdiği, redde ilişkin kısmı ise davacı tarafından; yasaklı
kaldığı 1,5 yıllık süre içinde maddi ve manevi zarara uğradığı, zararın miktarının bilirkişi
incelemesi yaptırılarak tespit edilebileceği ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın Savunmasının Özeti: Yasal dayanağının bulunmadığı öne sürelen davacı temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davacının Savunmasının Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkimi Erkan DEMİRTAŞ’ın Düşüncesi: İdare Mahkemesi
kararının davacı şirketin bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine 1 yıl süreyle

 

389

 

 

 

 

 

 

 

katılmaktan yasaklanmasına ilişkin işlemin iptaline ilişkin kısmı ile maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmı yönünden temyiz istemlerinin reddi ile bu kısımların onanması, manevi tazminata ilişkin kısmının ise bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay   Savcısı   Nevzat   ÖZGÜR’ün   Düşüncesi:   İdare   ve   vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz   dilekçelerinde   öne   sürülen   hususlar,   söz   konusu   maddede   yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemlerin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar   veren   Danıştay   Onüçüncü   Dairesi’nce   Tetkik   Hâkiminin   açıklamaları
dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirketin bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine 1 (bir) yıl süreyle katılmaktan yasaklanmasına ilişkin davalı idarenin 03.06.2003 tarih ve … sayılı işleminin iptali ile 150.000.000.000.-TL maddi ve 200.000.000.000.-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmış,  İdare Mahkemesi’nce; teklif mektubunun usulüne uygun olmaması nedeniyle ihale dışı bırakılan davacının eyleminin 4734 sayılı Yasa’nın 17. maddesinde yer alan “yasak fiil ve davranış” niteliğinde olmadığından, tesis edilen   işlemde   hukuka   uyarlık   bulunmadığı,   davacının 150.000.000.000.-TL   maddi, 200.000.000.000.-TL  manevi  tazminatın  yasal  faziyle  birlikte  tazmini  istemine  gelince; Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, “İdarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun” hükme bağlandığı, İdarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için, ortada somut bir zararın bulunması ve bunun idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması, başka bir deyişle, zararla idari faaliyet arasında illiyet bağı bulunması gerektiği, bakılan davada, dava konusu edilen 1 (bir) yıl süreyle kamu ihalelerine katılmaktan yasaklanma işleminin, Mahkemelerince hukuka aykırı bulunmuş olmasına karşın, anılan  işlem  nedeniyle  davacının  uğradığı  maddi  zarara  ilişkin  somut  hiçbir  verinin sunulamaması karşısında, maddi tazminat isteminin kabulüne olanak bulunmadığı, manevi tazminat istemi yönünden ise; dava konusu işlemin niteliği itibariyle, davalı idareyi manevi tazminatla yükümlü tutabilecek nitelikte ağır hizmet kusuru bulunmadığı gibi, olayda manevi zararın oluştuğundan da söz edilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, maddi ve  manevi  tazminat  isteminin  reddine  karar  verilmiş, taraflar  kararın  aleyhlerine  olan kısımlarını temyiz etmişlerdir.

İdare ve vergi mahkemelerinin nihaî kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Temyizen incelenen kararın dava konusu işlemin iptali ve maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen  temyiz nedenleri kararın belirtilen  kısımlarının bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.

Temyize konu kararın manevi tazminat istemine ilişkin kısmına gelince;

Manevi tazminat, patrimuanda meydana gelen bir eksilmeyi karşılamaya  yönelik bir tazmin aracı olmayıp, manevi tatmin aracıdır.

Manevi tazminata hükmedilmesi için kişinin fizik yapısını zedeleyen, yaşama ve kazanma gücünün azalması sonucu doğuran olayların meydana gelmesi ve idarenin hukuka aykırı bir işlem veya eylemi sonucunda ağır bir elem ve üzüntünün duyulmuş olması veya şeref ve haysiyetinin rencide edilmiş  bulunması gerekir.

Manevi tazminata hükmedilirken ilgililerin sosyal ve ekonomik durumu dikkate
alınarak olay nedeniyle duyduğu elem ve ızdırabın kısmen giderilmesini ifade edecek,

 

 

390

 

 

 

 

 

 

 

idarenin hukuka aykırılığını ortaya koyacak ve hukuka aykırılığı özendirmeyecek bir miktarın belirlenmesi gerekmektedir.

Olayda; 13.03.2003 tarihinde … Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi 4
kalem yemek alım ihalesine katılan davacı firmanın teklif mektubunun  içinde bir adet şikâyet
dilekçesi ve 56 adet boş A4 kağıdı bulunması üzerine ihale dışı bırakıldığı, ayrıca davacının
bu eyleminin 4734 sayılı Yasa’nın 17/a kapsamında  “yasak fiil ve davranış” niteliğinde
olduğu gerekçesiyle 1 (bir) yıl süreyle bütün kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerine
katılmaktan yasaklanmasına ilişkin  dava konusu işlemin oluşturulduğu anlaşılmakta olup,
davacının eylemi “hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çıkar sağlama, anlaşma, irtikap, rüşvet
suretiyle veya başka  yollarla ihaleye ilişkin işlemlere fesat karıştırmak veya teşebbüs etmek”
niteliğinde olmadığından, bu gerekçeyle verilen yasaklama kararının davacı şirketin ticari
itibarını zedeleyeceği, güvenirliğini azaltacağı açıktır.

Bu nedenle davacı şirketin söz konusu işlem nedeniyle uğradığı manevi zarara karşılık makul bir manevi tazminata  hükmedilmesi  gerekirken istemin reddinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. madde
uyarınca, davalı idarenin temyiz istemi ile davacının temyiz isteminin maddi tazminata ilişkin
kısmının  reddiyle  Ankara 6.  İdare  Mahkemesi’nin 10.03.2004  tarih  ve  E:2003/1457,
K:2004/295 sayılı kararının, dava konusu işlemin iptali ve maddi tazminat isteminin reddine
ilişkin  kısmının onanmasına,  davacının  temyiz  isteminin  kısmen  kabulüyle  mahkeme
kararının  manevi  tazminat  isteminin  reddine  ilişkin  bölümünün  bozulmasına,  dosyanın
bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine,

26.09.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.