dere yatağı ıslah çalışmaları sırasında, dere yatağına konulmuş malzemeler ve iş makinelerinin dere akışını engellemesi sonucu derenin taştığını, derenin taşması sonucu davacı şirkete sigortalı ….’e ait lokanta ve oto yıkama da*tarihinde hasar meydana geldiğini, sigortalının yaptığı hasar ihbarı üzerine hasarın nedeni ve miktarının tespiti için yaptırılan ekspetriz incelemesi sonucunda tespit edilen*TL’nin sigortalıya ödendiğini, davalı tarafından yürütülen dere yatağı ıslah çalışmaları sonucu meydana gelen hasardan davalıların hukuken sorumlu olduklarını, aynı konu ve hasar dosyasına ilişkin olarak dava dışı* Müdürlüğü aleyhine *sayılı dosyası ile rücuen tazminat davası açıldığını, bu nedenlerle öncelikle davanın * sayılı dosyası ile birleştirilmesine, *TL’nin ödeme tarihi olan * tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/542 Esas
KARAR NO : 2018/868
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
… İNCELENEN KARARIN …
MAHKEMESİ : … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2017
NUMARASI : 2017/73 2017/1280
DAVA : RÜCUEN TAZMİNAT
KARAR TARİHİ : 16/05/2018
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan… Yapı tarafından fiilen müteahhit olarak ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ise hukuki sorumluluğunda yürütülen “Kurbağalıdere dere yatağı ıslah çalışmaları sırasında, dere yatağına konulmuş malzemeler ve iş makinelerinin dere akışını engellemesi sonucu derenin taştığını, derenin taşması sonucu davacı şirkete sigortalı ….’e ait lokanta ve oto yıkama da 16/06/2014 tarihinde hasar meydana geldiğini, sigortalının yaptığı hasar ihbarı üzerine hasarın nedeni ve miktarının tespiti için yaptırılan ekspetriz incelemesi sonucunda tespit edilen 89.890,19 TL’nin sigortalıya ödendiğini, davalı tarafından yürütülen dere yatağı ıslah çalışmaları sonucu meydana gelen hasardan davalıların hukuken sorumlu olduklarını, aynı konu ve hasar dosyasına ilişkin olarak dava dışı İSKİ Genel Müdürlüğü aleyhine İstanbul 10….nin 2014/310 E. sayılı dosyası ile rücuen tazminat davası açıldığını, bu nedenlerle öncelikle davanın İstanbul 10….nin 2014/310 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine, 89.980,19.-TL’nin ödeme tarihi olan 01/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı…A.Ş. vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki yazılı ve sözlü beyanlarında özetle; öncelikle davanın yetkisiz ve görevsiz mahkemede açıldığını, Kadıköy Kurbağalıdere’de son dönemlerde meydana gelen taşkınlarla alakalı olarak müvekkil şirketin herhangi bir tedbirsizlik kusur yada hatasının bulunmadığını, dava konusu taşkının 2010 yılında da görülen taşkının bir benzeri olup doğal afet olarak adlandırılan metrerakeye düşen yağmur miktarının yoğun oluşu ve dere yatağının bu aşırı yağışı kaldırmaması nedeniyle yaşandığını, müvekkil şirketçe gerekli güvenlik tedbirlerinin alındığını, izah edilen bu sebeplerden dolayı yargılama esnasında toplanacak delillerden de anlaşılacağı üzere davanın reddine karar verilerek tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın ikame edilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, davacının dava ehliyetinin olmadığını, Kadıköy ilçesi Kurbağalıdere’de son dönemlerde aşırı yağışlar nedeniyle meydana gelen taşkınlarla alakalı olarak müvekkillerine atfı kabil herhangi bir tedbirsizlik, kusur ve hata bulunmadığını, Kurbağalıdere’de geçmiş yıllarda da zaman zaman taşkınlar yaşandığını ve dere kesitine yakın hatta dere kesitinin üzerinde imarlı veya imarsız bulunan bina sakinlerinin bundan zarar gördüğünü ve halen görmekte olduklarını, sön dönemlerde yaşanan taşkınların 2010 yılında yaşanan taşkının bir benzeri olup doğal afet olarak adlandırılan metrekareye düşen yağmur miktarının yoğun oluşu ve dere yatağının bu aşırı yağışı kaldırmaması nedeniyle meydana geldiğini, müvekkil şirketin İBB tarafından ihale edilen işteki çalışmasının da bu taşkınların yaşanmaması için onaylı projeler uyarınca dere kesitinin genişletilmesi ve ıslahı olduğunu, çalışmalar sırasında gerekli güvenlik tedbirlerini aldıklarını, denize deşarj bölgesinde dere tabanında birikmiş teresubatın kaldırılmaması, dereye atılan çöp malzemelerinin meydana getirdiği tıkanıklıklar, mevcut dere kesitinin aşırı yağışlarda gelen suyu taşıyabilecek kapasitede olmaması ve doğal afet sonucunda yaşanan taşkınlardan müvekkilleri şirketin sorumlu tutulamayacağını, bahsi geçen işyerinin dere yatağında olması ve daha önceki baskınlarda gözönüne alınarak işyerinde sele karşı gerekli önlemler alınmadığından zarar görenin kendi ağır ihmal ve kusurunun da bulunduğunu, müvekkillerinin tüm imalatlarını proje, şartname ve sözleşmeye uygun olarak, idareye bağlı kontrollük teşkilatının denetimi ve onayı doğrultusunda gerçekleştirdiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Davalıların yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine, talep halinde dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan İstanbul Anadolu Nöbetçi Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf taleplerinde;
1-Huzurdaki dava; Haksız fiilden kaynaklı zarara ilişkin hasar tazminatının rücusu davası olup, 6100 Sayılı MK.nun 7. Maddesi:“Davalı birden fazla ise dava. bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır, hükmü gereği davalılardan … AŞ’nin tescil adresi …ilçesi olduğundan, İstanbul Ticaret Mahkemelerinin huzurdaki davada yetkili ve görevli olduğunu,
2-Haksiz fiilden doğan davalarda yetki konusunun HMK.nun 16. Maddesinde düzenlenmiş olup “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü gereğince, kesin yetki kuralı getirilmediğini, Yargıtay 10. Hukuk Dairesİ’nin 17.01.2017 Tarihli 2016/10967 E. – 2017/190 K. Sayılı ilamının da bu yönde olduğunu, dolayısıyla İstanbul Ticaret Mahkemeleri huzurdaki davada görevli ve yetkili olduğu halde, yerel mahkemece Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmesinin usule ve yasaya açıkça aykırı olduğundan istinaf taleplerinin kabulü ile İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/73 E. Ve 2017/1280 K. Sayılı 27.10.2017 Tarihli kararının kaldırılmasına – bozulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiş;
İstinaf dilekçesi Davalı …vekiline 26/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, istinaf talebine 09/01/2018 tarihli dilekçesi ile cevap verilerek;
1-Dava konusu olayda meydana geldiği iddia olunan hasarın gerçekleştiği yerin İstanbul Anadolu Adliyesi sınırları içerisinde olduğu için HMK’nun 16.maddesindeki haksız fiilden doğan davalarda yetki maddesi düzenlemelerinin uygulanması gerektiğini, ıslah çalışmalarının “… Ortaklığı” ismindeki adi ortaklık faliyetleri çerçevesinde yürütüldüğünü, usule ve hukuka uygun olan İlk Derece Mahkemesi kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiş, HMK.nun 348.maddesine göre katılma yoluyla istinaf talebinde bulunulmadığı görülmüştür.
İstinaf dilekçesi Davalı … vekiline 27/12/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, herhangi bir cevap verilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
İlk derece mahkemesinin gerekçeli kararının davacı vekili tarafından yasal süre içinde istinaf edildiği anlaşılmakla;
Dava; sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki sigorta poliçesine gereğince ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472-1481.maddeleri uyarınca sorumlulardan tahsili talebine ilişkin rücuen tazminat davasıdır.
Türk Ticaret Kanununun “Halefiyet” başlıklı 1472. maddesinde “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” hükmü karşısında davacının dava dışı sigortalısının dava haklarına halefiyet yoluyla sahip olduğu açıktır. Davada onun sahip olduğu tüm haklara halefiyet gereği davacı da sahiptir. Diğer bir anlatımla somut olaya ilişkin dava, dava dışı sigortalı tarafından nerede açılabileceğini söyleyebiliyorsak, halefiyet prensibi gereği de aynı şeyi düşünmek zorunludur. Değişen tek şey davacının taraf sıfatındadır. Bu da halefiyet prensibi gereği davada davacıya aktif husumet ehliyeti tanımaktadır.
Dosyada davalıların iş ortaklığına ait yazılı sözleşmeye rastlanmadığından ortaklık için belirlenmiş bir adres olup olmadığı ve ticaret sicil gazetesinde ilan edilip edilmediği anlaşılamamaktadır.
Dava konusu uyuşmazlık haksız fiile dayanmakta olup, haksız fiilden doğan davalarda yetki, HMK.nun 16.maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde ile olaydan zarar gören ve mağdur olan tarafın daha da mağdur olmaması için genel yetki kurallarına ek olarak yetkili mahkeme mağdur lehine genişletilmiş olup, kesin yetki niteliğinde değildir.
Buna göre dava dışı sigortalı (ve dolayısıyla halefi olan davacı) HMK.nun 6 ve 7.maddelerine dayanarak genel yetkili mahkemelerde dava açabileceği gibi, HMK:nun 16.maddesine göre belirlenebilecek mahkemelerde de dava açma hakkına sahiptir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince HMK.nun 16.maddesindeki yetki kuralının kesin yetki gibi kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Kabule göre de; Davalı AKM …Ltd.Şti.ne dava dilekçesinin 09/12/2015 tarihinde tebliğ edildiği, HMK.nun 127.maddesinde belirtilen 2 haftalık cevap verme süresi geçtikten sonra 16/02/2016 tarihli cevap dilekçesi ile yapılan yetki itirazının süresinde olduğu kabul edilerek bu davalı yönünden HMK.nun 117.maddesine muhalefet edilmesi de doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. Sonuç olarak yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; Davacı vekilinin istinaf taleplerinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/10/2017 Tarih ve 2017/73 E. 2017/1280 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın, 6100 sayılı HMK 331. maddesi gereğince harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davanın açıldığı mahkemenin dava dosyası üzerinden karara bağlanacağı gözetilerek, görevli İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere gereği için mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran davacı yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 55,20 TL başvuru harcından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,8 TL başvuru harcı ile yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 98,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 85,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 12,4 TL olmak üzere toplam 36,2 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3 bendi ile aynı kanunun 362/1-c maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/05/2018