hakkında terör örgütüne destek, iltisak, irtibat veya mensubiyet ya da farklı bir neden ile gözaltı kararı, adli soruşturma, ceza davası bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, S. ile eşi N.nin * tarihinde evlendiği, davacının eşinin söz konusu fiilleri işleme tarihinin ve aldığı cezanın bu tarihten önce olduğu, bu tarihten sonra ise, davacının eşi hakkında terör örgütüne destek, iltisak, irtibat veya mensubiyet ya da farklı bir neden ile gözaltı kararı, adli soruşturma, ceza davası bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, davacının terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğunun açık bir şekilde ortaya konulmadığı anlaşıldığından, S.-**Hizmetlerinin değerlendirme dışı bırakılmasında suç ve cezaların şahsiliği ilkesine uygunluk bulunmamaktadır.

 

Toplantı No : 2019/007
Gündem No : 36
Karar Tarihi : 06.02.2019
Karar No : 2019/MK-45
BAŞVURU SAHİBİ:
Sertaç Kuzucu
İHALEYİ YAPAN İDARE:
Adıyaman İl Emniyet Müdürlüğü
BAŞVURUYA KONU İHALE:
2018/77703 İhale Kayıt Numaralı “İl Emniyet Müdürlüğümüz Hizmetlerinde Kullanılan 183 Adet Aracın 01/04/2018-31/12/2018 Tarihleri Arasında Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının Yaptırılması İşi” İhalesi
KURUM TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME:

KARAR:

Adıyaman İl Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan 2018/77703 ihale kayıt numaralı “İl Emniyet Müdürlüğümüz Hizmetlerinde Kullanılan 183 Adet Aracın 01/04/2018-31/12/2018 Tarihleri Arasında Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının Yaptırılması İşi” ihalesine ilişkin olarak Sertaç KUZUCU itirazen şikâyet başvurusunda bulunmuş ve Kurulca alınan 15.05.2018 tarihli ve 2018/UH.II-989 sayılı karar ile “Anılan Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (c) bendi gereğince itirazen şikayet başvurusunun reddine” karar verilmiştir.

Davacı Sertaç KUZUCU tarafından anılan Kurul kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada, Ankara 11. İdare Mahkemesinin 19.12.2018 tarihli E:2018/1326, K:2018/2506 sayılı kararında “…Anayasa ile güvence altına alınmış olan ve uluslararası hukuk temelinde de korunan suç ve cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca, hiç kimse işlemediği bir suç nedeniyle sorumlu tutulamayacak ve sadece suçu işleyen kişinin cezalandırılması esas olacaktır. Anayasal güvence altındaki bu hakkın amacı, ceza hukukunun da temel amacı olan suçlu kişilerin fiillerinin karşılığının cezalandırılmasıdır. Nitekim, Türk Ceza Kanunu’nun 20 nci maddesinde de bu ilkeye yer verilerek, işlenen suçlar nedeniyle, sadece suça konu fiili işleyen kişinin sorumlu olması esası benimsenmiştir.
Bu bakımdan suç ve cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca, kişilerin işlemediği fiiller nedeniyle yaptırıma maruz bırakılabilmesi mümkün olmayacaktır. Bu açıdan, kişinin ailesi, arkadaşı veya yakın çevresinin fiillerinden sorumlu tutulması da suç ve cezaların şahsiliği ilkesi ile bağdaşmamaktadır.
Olayda…bildirim üzerine ihaleyi yapan idarece yapılan değerlendirme sonucu Sertaç KUZUCU-Kuzucu Sigortacılık Hizmetlerinin değerlendirme dışı bırakılmasına karar verildiği, 4734 sayılı Kanun’un 11/g maddesi uyarınca terör örgütleri ile iltisakı veya irtibatı olduğu Emniyet Genel Müdürlüğü yahut Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından bildirilen gerçek ve tüzel kişilerin kamu ihalelerine katılamayacağı ve bu bildirim üzerine davacının değerlendirme dışı bırakılmasına karar verildiği açık ise de, Anayasanın 38. maddesinde yer verilen “Ceza sorumluluğu şahsidir” kuralı da dikkate alındığında, Sertaç KUZUCU hakkında terör örgütüne destek, iltisak, irtibat veya mensubiyet ya da farklı bir neden ile gözaltı kararı, adli soruşturma, ceza davası bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, Sertaç KUZUCU ile eşi Naciye KUZUCU’nun 25.04.1996 tarihinde evlendiği, davacının eşinin söz konusu fiilleri işleme tarihinin ve aldığı cezanın bu tarihten önce olduğu, bu tarihten sonra ise, davacının eşi hakkında terör örgütüne destek, iltisak, irtibat veya mensubiyet ya da farklı bir neden ile gözaltı kararı, adli soruşturma, ceza davası bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, davacının terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğunun açık bir şekilde ortaya konulmadığı anlaşıldığından, Sertaç KUZUCU-Kuzucu Sigortacılık Hizmetlerinin değerlendirme dışı bırakılmasında suç ve cezaların şahsiliği ilkesine uygunluk bulunmamaktadır.
Bu durumda; dosyada bulunan bilgi ve belgelerle yukarıda belirtilen yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacı tarafından, Adıyaman İl Emniyet Müdürlüğü tarafından 19.03.2018 tarihinde açık ihale usulü ile gerçekleştirilen “İl Emniyet Müdürlüğü Hizmetinde Kullanılan 183 adet Aracın 01.04.2018-31.12.2018 tarihleri arasında Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının Yaptırılması İşi” ihalesi kapsamında yapmış olduğu itirazen şikâyet başvurusunun reddine ilişkin 15.05.2018 tarih ve 2018/UH.II-989 sayılı Kamu İhale Kurulu kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır…” şeklinde gerekçe belirtilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.

Ayrıca, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, mahkemelerin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Anılan kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulu’nca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, dava konusu Kurul kararında Sertaç KUZUCU tarafından itirazen şikâyete konu edilen iddiaların, idarece anılan isteklinin teklifinin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 11’inci maddesinin birinci fırkasının (g) bendi uyarınca değerlendirme dışı bırakılması işleminin yerinde olmadığı ve iptal edilen ihaleye ait Teknik Şartname’nin 2.2’nci maddesinde yer alan düzenlemenin yeni ihalenin Teknik Şartnamesinden kasıtlı olarak çıkarıldığı şeklinde iki iddia olarak incelendiği, ancak Ankara 11. İdare Mahkemesinin 19.12.2018 tarihli ve E:2018/1326, K:2018/2506 sayılı kararında sadece başvuru sahibinin teklifinin anılan Kanun’un 11/1-g maddesi uyarınca değerlendirme dışı bırakılması işlemine yönelik değerlendirmelere yer verildiği anlaşıldığından, 15.05.2018 tarihli ve 2018/UH.II-989 sayılı Kurul kararının 1’inci iddia açısından iptaline karar verildiği sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, 4734 sayılı Kanun’un 65’inci maddesi uyarınca bu kararın tebliğ edildiği veya tebliğ edilmiş sayıldığı tarihi izleyen 30 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemelerinde dava yolu açık olmak üzere,

1- Kamu İhale Kurulu’nun 15.05.2018 tarihli ve 2018/UH.II-989 sayılı kararının 1’inci iddia açısından iptaline,

2- Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, 4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onbirinci fıkrasının (b) bendi gereğince düzeltici işlem belirlenmesine,

Oybirliği ile karar verildi.