Yurt Dışında ihale alan AŞ hisselerinin devri konusunda sözleşme imzaladıklarını sunulan devir sözleşmesine göre inşaat işinden kaynaklanan alacakların tahsili dava dışı  A Ş sözleşmede yer alan ve sözleşmenin esaslı unsurunu oluşturan tüm inşaat ve projeleri tamamladığı halde davalılarca sözleşmeden kaynaklanan borcun ödenmemesi hk mahkeme kararı

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1174
KARAR NO: 2021/507
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİH: 03/05/2018
DOSYA NUMARASI: 2014/475 Esas – 2018/478 Karar
DAVA: Alacak
B İ R L E Ş E N D A V A (İST. 4.ATM 2011/394 ESAS)
DAVA: İtirazın İptali
B İ R L E Ş E N D A V A (İST.17.ATM. 2012/227 ESAS)
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların … AŞ hisselerinin devri konusunda sözleşme imzaladıklarını, sunulan devir sözleşmesine göre Türkmenistan Aşkabat’ta Ahal vilayetinde hipodrom projelendirme ve inşaat işi, … Benzin istasyonu inşaatı ve … Benzin istasyonu inşaatı işinden kaynaklanan alacakların tahsili, dava dışı … A Ş. sözleşmede yer alan ve sözleşmenin esaslı unsurunu oluşturan tüm inşaat ve projeleri tamamladığı halde, davalılarca sözleşmeden kaynaklanan borcun ödenmediğini, 10.06.2009 tarihinde imzalanan hisse devri sözleşmesine göre, benzin istasyonları hariç … A.Ş. hisselerinin tümünün devir bedeli olan 1 800 000.-EURO ödenmesi, proje ve keşiflerin tamamlanmasından sonra ortaya çıkacak kardan devredenlere pay verileceği, … Müh, Ltd, Şti. veya … hesabına hipodrom inşaatı işinden yapılan hak ediş tutarının %3,5 ödenmesi, inşaatı tamamlanan … Benzin İstasyonu için tahsil edilen hak ediş bedelinin devredenlere ödenmesi, … Benzin İstasyonu işi nedeniyle tahsil edilen hak ediş bedelinin devredenlere ödenmesi, … ve … inşaatları hak edişlerine mahsuben 694.288,76 USD ödenmesi, tüm inşaat ve projeler tamamlanmasına rağmen davalılar edimlerini yerine getirmediği, sözleşmenin 2. m. 1 bendinde belirtildiği gibi devir bedeli 1.800.000,-EURO bedeline mahsuben 15.06.2010 tarihinde 1 800.000 -EURO’luk teminat senedi verildiği, bu senede karşılık 485,747.-EURO’luk kısmı ödeme yapıldığı, bu miktar düşüldükten sonra kalan 1.314,253,-EURO (1,800.000 – 485.747=) alacak üzerinden İstanbul … İcra Md. … E. sayılı dosyası ile takibe geçildiği, davalıların itirazı üzerine İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/394 E, sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığı, davacıların 10.06.2009 tarihli A.Ş. hisse devri sözleşmesi nedeniyle mağdur oldukları, A.Ş. ellerinden gittiği gibi gerçekleştirdikleri veya temelini attıkları büyük yatırımlardan kaynaklanan tüm gelirlerden mahrum kaldıkları, a) benzin istasyonları hariç A.Ş. hisse devir bedelinin belirlenmesi, b) projelerin tamamlanmasından sonra ortaya çıkacak kardan devredene pay ödenmesinin tespiti, c) Hipodrom projelendirme hak ediş tutarının %3,5’nun ödenmesi, d) inşaatı tamamlanan … Benzin istasyonu haledişlerinin ödenmesi, e) … ve … Petrol inşaatına yönelik toplam 694.288,76 USD alacağın ödenmesi, dava konusu hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan alacakların tespiti ile şimdilik 50.000.-TL alacak tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
ISLAH: Davacılar vekili 09.01.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle talebi 4.029.296,65.-TL’ye çıkarmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilileri ile davacılar arasında 10,06.2009 tarihli hisse devir sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin devri için verilen teminat senedine ilişkin icra takibine itiraz üzerine İstanbul 4.ATM 2011/394 E. sayılı dosya ile ilgili olarak itirazın iptali davası açıldığı, bu dosyanın birleştirilmesi gerektiği, devir bedelinin maksimum 1.800.000.-EURO olarak belirlendiği, bu miktardan aktif ve pasiflerden sonra devredenlere ödenecek tutarın 1.094.436,19 Euro olduğu, teminat senedinin arka yüzüne elden yapılan 485.747,-EURO bedelin ödendiğinin yazıldığı, … ve … Petrol İstasyonları hak ediş bedelinin devredenlere ancak devralanların teyidiyle ödeneceği, bu nedenle Ek-2’de dökümü yapılan 694,288,76 USD. ödenmesi yönünde talepte bulunmalarının yersiz olduğu, sözleşmenin 8. m. göre devir tarihinden önce şirketi borç altına sokacak işlemlerin ortaya çıkması durumundan bunların bedelinin devir bedeline mahsup edileceği, … Benzin İstasyonun çatısının çökmesi sonucunda 34.020,-USD (25.515.-EURO) masraf edildiği, bu bedelin devir bedeline mahsup edildiği, şirketin borcundan dolayı İstanbul 7 ATM 2010/216 E. sayılı dosyasına konu olan 130.717,91 TL borcunda mahsup edileceği, bunun dışında devirden önce kayıtlara yansımayan toplam 125 935,27 EURO devir bedelinden mahsup edildiği, devir sözleşmesinden sonra 485.747.-EURO dışında peyderpey 740.730.-EURO nakden ve defaten devredenlere ödendiği, böylece toplam 1.352.412,27 EURO (485+740.730+125.935,27=) ödeme yapıldığı, EK-1 hesap ödeme cetvelinde ise devir bedeli olarak 1.094.436,19 EURO’nun ödenmesi gerektiği, bu durumda devir bedelinden 257.976,08 EURO daha fazla ödeme yapıldığı, bu fazla ödenen miktarı EK-2’de gösterilen … … no lu proje bedeli 694 288,76 USD mahsup edildiği, müvekkillerin davacılara ödeyeceği bir miktarın bulunmadığı beyan ederek, davanın reddine karar verilmesi istenilmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 4. ATM.NİN 2011/394 ESAS SAYILI DAVASI:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … hakkında icra takibine başlandığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini,10.06.2009 tarihinde hisse devir sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereğince davaya konusu senedin alınmış olduğunu, davacılar sözleşme gereğince alacağını tahsil edemediğinden senedin takibe konduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle dvanın haksız olduğunu, sözleşme gereğince kalan borcun 1.094.436,19.-EURO olduğunu, senet bedelinin 485.747.-EURO kısmının ödenmiş olduğunu, hakedişlerin devredenlerin teyidi ile ödeneceğini, teyidin yapılmadığını, buna rağmen takip yapılmasının haksız olduğunu, davacının yaptığı işlerde hatalar bulunduğunu, bundan kalan maliyetlerin kendileri tarafından yapıldığını, sözleşme gereği ödenmesi gereken tutarın fazlasıyla ödendiğini bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 17. ATM.NİN 2012/227 ESAS SAYILI DAVASI: Birleşen bu davada, asıl dava dilekçesinde ileri sürülen hususlar aynen tekrarlanmış ancak davada davalı olarak … A.Ş. gösterilmiştir. Birleşen bu davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 03/05/2018 tarih ve 2014/475 Esas – 2018/478 Karar sayılı kararı ile; ” Asıl dava, davacıların anonim şirketteki hisselerinin satışından kaynaklanan alacak davasıdır. Birleşen 4. ATM.nin 2011/394 esas sayılı davası, asıl davadaki hisse devir sözleşmesinin teminatı olarak verilen teminat senedinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Birleşen 17. ATM’nin 2012/227 esas sayılı davası ile; asıl davadaki talep, hisseleri devredilen şirkete yönetilmiştir. Davanın tarafları arasında imzalanan sözleşmede özetle; -… AŞ hisselerinin, davacılar tarafından davalılara 1.800.000.-EURO karşılığında devri, -Hisse devir Bedelinin hipodrom inşaatının hakedişleri ile ödeneceği, -Benzin istasyonları inşaatları ile ilgili hakedişlerin devredenlere ödeneceği, -… AŞ’nin 450.000,00.-TL kredi borcunun davalılar tarafından üstlenileceği, bu bedelin davacılara ödenmesi gereken hakediş bedellerinden mahsup edileceği…kararlaştırılmıştır. Bilirkişi incelemesi yapılmış olup bilirkişi düzenlediği raporda; “… AŞ’nin kayıtlarının incelemediği, bu nedenle Türkmenistan’da yapılan inşaatlar nedeniyle yapılması gereken ödemelerin tespit edilemediği, şirketin mizan kayıtlarında görülen alacak miktarı tahsil edildiğinde devralanların bakiye alacağının 1.094.436,19.-EURO olduğu, davalıların 7 adet havale işlemi ile toplamda 740.729,43.-EURO ödeme yaptıkları, davalılar tarafından 1.800.000.-EURO bedelli teminat senedi verildiği, teminat senedine mahsuben 485.747.-Euro’luk ödeme yapıldığının teminat senedine yazılmış olduğu, bu ödemenin 740.729,43.-EURO’luk ödemenin içinde mi yoksa dışında mı olduğu konusunda bir açıklık bulunmadığını, tartışmasız olan ödeme tutarının, 740.729,43 +ı 830,00 EURO= 741.559,43.-EURO olduğunu, davacının bu ödeme tutarını kabul ettiğini, davalıların 485.477.-EURO(teminat senedinde şerhli) ve 125.935.-EURO’luk ödemelerinin bulunduğunu iddia ettiğini ancak bunun davacı tarafından kabul edilmediğini belgelerle desteklenen ödemeler düşüldükten sonra 1.094.436,19 – 741.559,43 = 352.876,76.-EURO ve 694.288,76.-USD tutarında davacıların alacaklı olduklarını, İstanbul 17. ATM dosyası yönünden dava konusunun aynı olması sebebiyle değerlendirme yapmaya gerek olmadığını, birleşen 4.ATM dosyası yönünden tahsilde tekerrür olmamak üzere 1.314.253.-EURO’nun talep edilebileceğini…” bildirmiştir. İtirazlar üzerine alınan raporda, ileri süren sürülen itirazlar cevaplandırılmış; itirazın kısmen haklı olduğu ifade edilerek, sözleşmede kararlaştırılan alacağın 1.629.026,87.-EURO olduğunu, 740.729,43.-EURO ve 830,00.-EURO düşüldüğünde alacağın 887.467,44.-EURO olduğunu açıklamıştır(1. Ek rapor 4 nolu başlık altında) Düzenlenen 2. ek raporda ise itirazlar cevaplandırılmış, ek rapordaki görüşün muhafaza edildiği belirtilmiştir. Toplanan delillerle; … A.Ş hisselerinin davacılar tarafından davalılara devrinin kararlaştırıldığı, sözleşmede devir bedeli olarak 1.800.000 Euro’nun belirlendiği ancak sözleşme ekindeki hesaplamalar sonucunda devir bedelinden kalan borcun 1.629.026,87.-EURO olduğu, ihtilafsız ödemeler düşüldüğünde kalan alacağın 887.467,44.-Euro olduğu, davalı tarafından verilen teminat senedindeki şerhe göre 485.747.-Euro’nun ödenmiş olduğu, senette belirtilen bu ödemenin davalılar tarafından yapılmış ödemelerin içinde olduğu iddia edilmiş ise de davacı tarafça bu iddianın ispatlanamadığı, başka bir ifadeyle 485.747.-Euro’nun 887.467,44.-EURO’dan mahsubunun gerektiği, böylece davacı alacağının asıl dava yönünden 887.467,44 – 485 747= 401.720,44.-EURO ve ayrıca sözleşmenin III-2 maddesinin 5. Fıkrasında belirtilen … VE … istasyonlarından elde edilecek hakedişlerin( sözleşme eki 2’de belirtilen) 694.288,76.-USD’den ibaret olduğu kabul edilmiştir. Sözleşme gereğince her ne kadar hisse devir bedelinin yurtdışında gerçekleştirilen projeden elde edilecek hakedişlerle ödeneceği kararlaştırılmış ise de hisse devriyle hakediş alacaklarının talep ve tahsil hakkının davalıların devraldıkları şirkete geçtiği, dolayısıyla tahsilatı yapıp hisse devir bedelinin ödendiği savunmasının ispatı bakımından ispat yükünün davalılarda olduğu, yukarıda belirtilen ödemeler dışında davalıların ödeme savunmalarını ispatlayamadıkları anlaşılmıştır. Asıl davada talep TL cinsinden ortaya konduğundan, talep dikkate alınarak asıl davadaki alacak TL cinsinden belirlenmelidir. Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alınarak asıl ve birleşen davalar aşağıda ayrı ayrı değerlendirilmiştir; 1-Birleşen 4.ATM.nin 2011/394 esas sayılı dava yönünden değerlendirme; Bu dava, yukarıda açıklandığı gibi itirazın iptali talebine ilişkin olup sözleşmeden kaynaklanan borç nedeniyle verilmiş teminat bonosunun tahsiline yöneliktir. Takip borçlusu davalı …’dur. Asıl sözleşmeden kaynaklanan borç 401.720,44.-EURO ve 694.288,76.-USD’den ibarettir. Davacılara verilen senet, sözleşmeden kaynaklanan alacağı teminat altına aldığına göre, davacılar teminat senedi ile ilgili olarak sadece temel ilişki bakımından kanıtlanan alacak tutarı kadar talepte bulunabileceklerdir. 10.06.2011 tarihi itibariyle 1 USD = 0,69118 EURO’dur. O halde USD cinsi alacak, 694.288,76 x 0,69118 = 479.878,50.-EURO’dur.(USD cinsi alacağın euro karşılığı) Bu durumda; 401.720,44.-EURO + 479.878,50 EURO = 881.598,94.-EURO takip tarihi itibariyle davacının talep edebileceği tutardır. Bu tutar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. İtiraz likit mahiyette alacağa yönelik olduğundan takip ve itiraz tarihi itibariyle %40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmelidir. İşlemiş faiz yönünden; 15.06.2010 ile 10.06.2010 arasında geçen 360 gün bakımından % 7.5 oranında faiz talep edilmiştir. Temerrüt tarihi itibariyle faiz oranı % 10 ise de taleple bağlı kalınarak işlemiş faiz % 7,5 üzerinden 65.214,16.-EURO olarak belirlenmiştir. 2-Birleşen 17.ATM’nin 2012/227 esas sayılı davası yönünden değerlendirme: Bu davada, diğer birleşen davada ve asıl davada belirtilen sözleşmeden kaynaklanan alacak, … A.Ş’den talep edilmiştir. Sözleşmenin kapsamı değerlendirildiğinde … Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan bir yükümlülüğü bulunmadığından hakkındaki davanın husumet yönünden reddine karar vermek gerekmiştir. 3-Asıl dava yönünden değerlendirme: Yukarıda delillerin değerlendirilmesi bölümünde açıklandığı gibi, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalıların hisse devrinden kaynaklanan borç tutarı 401.720,44.-EURO ve 694.288,76.-USD’dir. 08.07.2011 dava tarihi itibariyle 1 USD=1.6252.-TL ve 1 EURO 2.3209.-TL’dir. Buna göre alacağın TL karşılığı; 401.720,44.-EURO X 2.3209 = 932.352,96.-TL 694.288,76.-USD X 1.6252 = 1.128358,09.-TL TL cinsinden toplam borç…..= 2.060.711,05.-TL’dir. Birleşen 4. ATM 2011/394 sayılı davasında hükmolunan tutarın tahsili halinde davacıların davaya konu alacağı tahsil edilmiş olacaktır. Ancak birleşen davada davalı sadece bono borçlusu …’dur. Dolayısıyla birleşen davadaki talep ve verilen hükümle asıl davada davalı …’nun sorumluluğu kalmamıştır. İtirazın iptali davası daha önce açılmış olduğundan asıl davada davalı … hakkında dava açılması için davacılar bakımından hukuki yarar bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olduğundan asıl davada … hakkındaki davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.Asıl davada, tahsilde tekerrür olmamak üzere … dışındaki davalılar yönünden hüküm kurulmuştur. Yargılama sırasında davalılardan … sözleşmedeki imzaya itirazda bulunmuş ise de yapılan incelemede sözleşmedeki imzanın kendisine ait olduğu belirlenmiş, adı geçen davalı imzanın kendisine ait olduğu tespitini içeren raporu kabul etmiştir. Sözleşmenin II. Maddesinde devredenlerin devredecekleri, devralanların da devraldıkları hisseler somutlaştırılmıştır. O halde davalı/devralanların sorumlulukları toplam devir bedelinden, devraldıkları hisseye tekabül eden kısmından daha fazla olmamalıdır. Sözleşmeye göre toplam devir bedeli 1.800.000.-EURO olduğuna göre, Davalı … 598.835/ 600.000, Davalı … 291 / 600000, Davalı … 291/ 600000, Davalı … 291/ 600.000’lük kısmından sorumludur. Buna göre 598.835/ 600000 = 1.796 504.99.-EURO davalı …’ın sorumluluk tutarıdır. Hüküm altına alınması gereken tutar, bu tutardan az olduğundan adı geçen davalı bu tutarın tamamından sorumludur. 291/ 600000 x 1800000= 873,00.-EURO (bu tutar, …, … ve …’ın sorumlu olduğu tutar olup bunun TL karşılığı 2.026,14.-TL’dir. Yukarıda da ifade edildiği gibi asıl davada alacak TL cinsinden istendiğinden hesaplamalar TL üzerinden yapılmıştır. … ” gerekçeleri ile; ” 1-Birleşen İstanbul 4.ATM’nin 2011/394 esas sayılı davasının kısmen kabulü ile, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 881.598,94.-EURO asıl alacak, 65.214,16.-EURO işlemiş faiz olmak üzere toplam 946.813,10.-EURO üzerinden devamına, fazla talebin reddine, asıl alacağa 1 yıl vadeli EURO cinsi mevduata devlet bankalarının uyguladığı en yüksek faiz oranının uygulanmasına, 865.538,66.-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 2-İstanbul 17.ATM’nin 2012/227 esas sayılı davasının reddine, Bu dava sebebiyle 35,90.-TL Karar harcı alınması gerektiğinden peşin alınan 742,50.-TL’den mahsubu ile kalan 706,60.-TL’nin davacıya iadesine, 3-Asıl davada, A) Davalı … hakkında açılan davanın reddine, B) Davalılar …,…,… ve … yönünden davanın kısmen kabulü ile, 2.060.711,05.-TL alacağın adı geçen davalılardan alınarak davacılara verilmesine, Hükmedilen tutarın 50.000.-TL’si üzerinden dava tarihi olan 08/07/2011 tarihinden, 2.010.711,05.-TL’nin ise ıslah tarihi olan 09/01/2015 tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi yürütülmesine,(Davalılardan …,… ve …’ın sorumlulukları 2.026,14.-TL ile sınırlı olmasına),fazla talebin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalılar …, …, …, …, … San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından ve katılma yolu ile de davacılar …, …, …, …, … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar …, …, …, …, … vekili katılma yolu ile ibraz ettikleri istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkillerince davanın sonuçlanması alacaklarının bir an önce tahsili nedeniyle istinaf yoluna gidilmek istenmese de gelinen aşamada katılma istinaf nedenlerini ibraz etme zorunlulukları doğduğunu, Dava dosyasında müvekkillerinin sözleşmeden doğan alacaklarının 887.467,44 Euro, 694.288,76 USD nakit ödenecek miktar ile sözleşmede açıkça yazılı olan hak edişlerden ve kardan alınacak pay olduğunu, hak edişlerden ve kardan alınacak payın hesaplanamadığını, müvekkillerinin sadece bu yüzden dahi telafisi imkansız bir zarara uğratıldığını, Davalılar tarafından dosyaya tek bir delil sunulamadığını, yapılan ödemeler dahil tüm delillerin kendileri tarafından ibraz edildiğini, davalıların şirket defterlerinin tutulmadığı gibi hiçbir iddialarını da delillendiremediklerini ve ispat edemediklerini, davalılar vekilinin mahkemeyi yanıltarak dava başından beri vekaletsiz iş gördüğünü, Müvekkilleri, davalılar tarafından hak edişlerin alınamadığı ve şirketin kar etmediği iddiaları uyarınca büyük bir zarara uğratılarak bu alacaklarından mahrum kalmışken, tüm deliller uyarınca alacaları tartışmasız olan 887.467,44.Euro, 694.288,76 USD’den de mahkemece haksız yere indirim yapıldığını, ihtilafsız ödemeler içinde yer alan 485.747,00 Euro’luk ödemenin, mükerrer olarak Euro alacaklarının toplamı olan 887.467,44 Euro’dan tekrar düşüldüğünü, Davalıların ödemelere ilişkin hiçbir belge ve delil ibraz edemediğini, ihtilafsız olan ödeme dekontlarının dahi müvekkilleri tarafından dosyaya konulduğunu ve bu ödemelerin yapıldığının kabul edildiğini, aynı şekilde 485.747,00 Euro’nun ödenmesine ilişkin davalılarca tek bir belge ve delil ibraz edilmediğini, “elden yapıldığı” iddia edilen bu ödeme için herhangi bir ödeme belgesi, tek bir tanık beyanı ya da ödemeyi yapan kişinin adının dahi ibraz edilmediğini, zira böyle bir ödemenin yapılmadığını, ödemenin yapılmadığının mahkemece müvekkilleri tarafından ispat edilmesinin beklendiğini, müvekkillerinin yapılmamış olan bir ödemenin yapılmadığını ispat edemeyeceklerini, ödemeyi yaptığını iddia eden davalılarca bu iddianın ispat edilmesi gerektiğini, fakat edilemediğini, bu nedenlerle 03.05.2018 tarihli gerekçeli kararın 4. sayfasının son paragrafında yer alan açıklamaların yasal olmadığını, dosya içeriğindeki mevcut/ somut delil durumuna göre yapılan kısmi ödemelerin mahsupları sonucunda müvekkillerinin 887.467,44 Euro ve 694.288,76 USD alacaklı olduğunun açık olduğunu, Beyan edilen alacaklarının Euro ve USD cinsinden ayrı ayrı hesaplanması gerekirken, mahkemece 10.06.2011 tarihi itibariyle 1.USD=0,69118 Euro üzerinden hesaplama yapıldığını, söz konusu durumun müvekkillerini son derece mağdur edecek adil olmayan bir hesaplamaya neden olduğunu, öncelikle müvekkillerinin alacağının kendi para birimlerinde hesaplanması gerekirken Euro olarak toplanması gerekliliğinde bile 11.06.2011 tarihindeki pariteye göre değil, bugünkü parite üzerinden hesaplanması gerektiğini belirterek, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.05.2018 tarih ve 2014/475 Esas – 2018/478 Karar sayılı ilamının müvekkilinin daha fazla mağduriyete uğramaması açısından onanmasına, aksi takdirde lehine hüküm tesisi ile talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Asıl davada davalılar …, …, …, …, birleşen 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/394 esas sayılı dosyasında davalı … ile birleşen İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/227 esas sayılı dava dosyasında davalı … San. ve Tic. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davaya konu Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesinin “KONU” başlıklı 2. maddesine (sözleşmenin 2. sayfasının başı) göre davaya konu şirketin tüm hisselerinin devir bedelinin 600.000-TL olduğunu, davacılara bu devir bedelinin ödendiğini, bu hususun tartışma konusu olmadığını, Delilleri arasında dava dosyasına sundukları toplam 740.729,43-Euro bedelli banka havale belgeleri ve teminat senedinin arka sayfasındaki 485.747,00-Euro ödeme notuna göre davacılara nakit olarak 1.226.476,43-Euro ödendiğinin yazılı delillerle sabit olduğunu, birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/394 E. Sayılı dosyasının dava dilekçesinin “2.d” maddesinde 485.747-Euro ödemenin açıkça ikrar edildiğini, Bilirkişi raporunda dahi dava konusu sözleşme nedeniyle davacılara 741.559,43-Euro ödendiğinin tespit edildiğini, buna göre davaya konu Hisse Devir Sözleşmesinin hisse devir bedelinin ve fazlasının ödendiği hususunun, banka kayıtları, teminat senedinin arkasına yazılan ödeme notu, bilirkişi raporu ve davacı tarafın ikrarı ile sabit olduğunu, bu durumda hisse devir bedeline yönelik taleplerin reddine karar verilmesi gerektiğini, Davaya konu Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesinin III.2 ve III.5. maddelerine göre davacılara ödenmesi gerekenin, Türkiye’deki hesaplara intikal eden hakediş ödemelerinin %3,5’lik kısmı olduğunu, yani davacılara ödeme yapılmasının, sözleşmeye konu Türkmenistan’daki inşaat faaliyetleri nedeniyle Türkiye’deki hesaplara hakediş gönderilmesi şartına bağlandığını, Sözleşmenin aynı maddelerine ve sözleşmenin “1” no.lu eki olan Ödemeye Esas Hesap Cetveline göre davacılara yapılacak toplam ödemenin 1.094.436,19-Euro’yu geçmeyeceğini, Devir bedelinin ödendiği hususu sabit olup, buna göre davacıların, davalılardan, sözleşmeye göre talep edebilecekleri bir alacak olup olmadığının tespiti için, sözleşmeye konu projeler nedeniyle, projeleri yaptıran Türkmenistan makamları tarafından, … A.Ş.’nin Türkiye’deki hesaplarına hak ediş bedeli gönderilip gönderilmediğinin ve gönderilmişse miktarının tespiti gerektiğini, Davacı tarafın, hakediş bedellerinin Türkiye’deki hesaplara intikal ettiğini iddia ettiğini, bu iddianın ispat yükünün davacı tarafa ait olduğunu, davacının vekilinin delil listesinde Türkmenistan ilgili makamlarına yazı yazılmasını talep ettiğini, kendilerinin de “tüm hakedişlerin ödenip ödenmediği hususunun Türkmenistan Makamlarından sorulmasını” talep ettiklerini, davanın her iki tarafının, Türkmenistan’da yapılan hakediş ödemelerine dayanmasının nedeninin, davacı tarafın talep edebileceği alacağın, hakedişlerin %3.5’lik oranı olması ve ödemenin, hakediş bedellerinin Türkiye’deki hesaplara intikal etmesine bağlı olması olduğunu, Mahkemece de 14.05.2012 tarihli duruşmada, “Türkmenistan’dan gönderilen havalelerin dökümünün istenmesine” karar verildiğini, davacı vekilinin 30.04.2014 tarihli duruşmada “Türkmenistandaki iç karışıklıklar dikkate alındığında yazılan yazıya olumlu cevap verilmesinin mümkün olmadığı, … İlgili yazışmalara dair delil ve taleplerimizden vazgeçiyoruz…” diyerek hakediş ödemelerine yönelik delilinden vazgeçtiğini, Davacı tarafın, bu şekilde Türkmenistan’dan … A.Ş.’nin Türkiye’deki hesaplarına hak ediş bedeli intikal ettiği yönündeki iddiasının delilinden vazgeçtiğini, bu hususta ayrı bir delil de sunmadığını, bu nedenle davacının, Türkmenistan’dan Türkiye’deki hesaplara hakediş bedeli intikal ettiğini ispat edemediğini, dolayısıyla Türkiye’deki hesaplara intikal eden hak ediş bedeli olmadığına göre bunun %3.5’lik kısmının davacılara ödenmesi gereğinin de ispatlanamadığını, Mahkemenin, bu hususu göz ardı ederek sanki Türkmenistan’dan 51.428.571,42-Euro hakediş bedeli Türkiye’deki hesaplara intikal etmiş gibi varsayımla davanın kısmen kabulüne karar verdiğini, oysa bu yönde herhangi bir delil dosyaya sunulmadığını, Gerek mahkeme, gerekse bilirkişilerin, sözleşmede kararlaştırılan devir bedelinin 1.800.000-Euro olduğunu varsayarak hesaplama yaptıklarını, oysa tüm tarafların imzasını taşıyan Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesi’nin son sayfasında “EK’LER” bölümünde Ek.1 olarak bulunan Ödemeye Esas Hesap Cetvelinde, davacılara ödenecek azami tutarın 1.094.436,19-Euro olarak tespit edildiğini, bu ödemeye esas hesap cetvelinin, tüm tarafların imzasını taşıyan ve itiraza da uğramayan bir yazılı delil olduğunu, davacıların talep edebileceği azami bedelin 1.094.436,19-Euro olabileceğinin, tüm tarafların imzaladığı delile sabit olduğunu, Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesinin III.2. maddesinde, davacıların talep edebileceği azami tutar 1.800.000,00-Euro olarak belirlendikten sonra, aynı sözleşmenin “III.3,5,6,8” maddelerinde, şirketin, hisse devir tarihinden önce gerçekleştirdiği borçlanmalar da zikredilerek, Ödemeye Esas Hesap Cetveli ve Şirket Mizanı çıkartılarak devreden davacıların alabilecekleri azami tutarın 1.094.436,19-Euro olarak tespit edildiğini, davacıların talep edebileceği azami miktarın 1.094.436,19-Euro olduğu hususu yazılı delille sabit iken 1.800.000,00-Euro esas alınarak hesaplama yapılması ve hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu,
Hisse devreden davacıların alacaklarının, hak edişlere endekslenmesinin, devralan davalılar için sözleşmenin esaslı unsuru olduğunu, davaya konu sözleşmenin her iki tarafının da basiretli tacir olduğunu, davacıların ödemelerinin “Türkiye’ye intikal eden hakediş bedellerinin %3.5’lik oranı” olarak kararlaştırılmasının, özellikle tercih edilmiş olmasının nedeninin; davacıların, henüz hisse devri yapmadan önce Türkmenistan makamlarıyla bir takım ilişkilerini kullanarak, sözleşmede zikredilen benzin istasyonu ve hipodrom projelerinin sözleşmelerini yaptıklarını, benzin istasyonlarını da kısmen inşa ettiklerini, gerek devreden davacılar, gerekse devralan davalıların, Türkmenistan’da ihale almanın, projeleri gerçekleştirmenin ve hak edişleri tahsil etmenin bazı özel ilişkilere bağlı olduğunu bildiklerini, devreden davacıların da bu özel ilişkilerini beyan ve taahhüt ettiklerini, “Devredenlerin kurduğu bu özel ilişkilerin, ne kadar sağlıklı işleyeceği ve devirden sonra nasıl etki göstereceği, hisse devrinden önce yapılan inşaat işlerinin projelere ve inşaat tekniğine uygun olup olmadığı” hususları, davalılar tarafından bilinmediğinden, devir bedelinin, hakedişlere endekslenmesinin, devralan davalılar tarafından, sözleşmenin esaslı unsuru olarak özellikle talep edildiğini ve her iki tarafça da kabul edildiğini, Hak ediş ödemeleri yapıldığı sürece davacıların ödemelerinin de düzenli yapıldığını, hatta işlerin sağlıklı yürüyeceği beklentisindeki davalıların, devreden davacılara gerekenden daha fazla ödeme yaptıklarını, ancak, devreden davacılar tarafından, hisse devrinden önce, yapılmış olan benzin istasyonunun çatısının çökmesi ve devredenlerin özel ilişkiler kurdukları kişilerin görevlerinin değişmesi/ görevden uzaklaştırılması nedeniyle hakedişler bloke edilip ödenmediği için bunların %3.5’lik kısmının da ödenemediğini, … San. ve Tic. A.Ş.’nin hisseleri, müvekkili davalılara devredildikten sonra, sözleşmeye konu inşaat işleri tamamlandığı halde, bu işler nedeniyle halen Türkmenistan makamları’ndan milyonlarca Euro hak ediş alacakları olduğunu, davacıların da bu hususu bildiğini ve hak edişlerin ödenmesi için haricen gayret gösterdiklerini, Kaldı ki gerek Hisse Devir Sözleşmesi ekindeki Ödemeye Esas Hesap Cetvelinde ve Türkiye Borçlar Tablosu’nda gösterilen kesintiler, gerek hisse devri sırasında gizlenen bir kısım borçlar, gerekse benzin istasyonundaki çökme ve bu istasyonun inşaatı sırasında şirkete fazladan yapılmış ödemelerin mahsubu sonunda, devreden davacılara, sözleşme gereği ödenmesi gerekenden daha fazla ödeme yapıldığının ortaya çıktığını, Mahkemece, esas uyuşmazlık olarak, teminat senedine dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali davasının alındığını, oysa davaya konu senedin üzerinde açıkça “TEMİNATTIR” yazdığından, öncelikle teminatın tahsili şartlarının oluşup oluşmadığının tespiti gerektiğini, teminatın tahsil şartının, sözleşmede kararlaştırılan ödemlerin davacılara yapılmaması olduğunu, davacılara ödeme yapılmasının şartının da sözleşmenin “II.2.,5.” maddelerinde açıkça yazılı olduğu üzere Türkmenistan’daki projelerin hakediş bedellerinin Türkiye’deki hesaplara intikal etmesine bağlı olduğunu, öncelikle hak ediş bedellerinin Türkiye’deki hesaplara intikal edip etmediği hususunun çözüme kavuşturulması, teminatın muaccel olup olmadığının buna göre belirlenmesi gerektiğini, açıklandığı üzere Türkmenistan’daki projelerin hakediş bedellerinin Türkiye’deki hesaplara gelmediğini, bunun aksinin davacılarca ispatlanmadığını, davacı tarafın hak ediş bedellerinin ödenip ödenmediği hususunda Türkmenistan Makamlarına ve T.C. Merkez Bankası’na müzekkere yazılması yönündeki delilinden vazgeçtiğini, buna göre hakediş bedeli ödenmediğinden, hakedişin %3.5’lik kısmının ödenmesi şartının da oluşmadığını, hak edişin % 3.5’lik kısmının ödenmesi şartı oluşmadığından, davalıların mütemerrit olmadığını, davalılar mütemerrit olmadığından teminat mektubunun tahsili şartının da gerçekleşmediğini, Bu nedenle gerek İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/475 E. sayılı davasının, gerekse birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/394 E. sayılı davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin, gerek maddi hukuka gerekse ispat hukukuna aykırı olduğunu, 485.747,00-Euro ödemenin, davaya konu teminat senedinin arka yüzünde, tereddüte mahal bırakmayacak açıklıkla yazılı olup, bu yazılı delilin aksini gösteren herhangi bir delil sunulmadığından 485.747,00-Euro ödemenin tartışmasız olduğunu, Bilirkişinin, “şirketin, hisse devrinden önceki borçlanmalarının devralanlarca ödendiğinin, davalılarca ispat edilmediğini” belirttiğini, sözleşmeye konu borçlar davalılarca ödenmiş olmakla birlikte davalıların bu hususta bir ispat külfeti olmadığını, çünkü şirketin kişilere borcu var ise bunun sorumlusunun şirket olduğunu, talep yetkisinin de alacaklı olan üçüncü şahısta olduğunu, şirketin borcu nedeniyle devreden davacıların bir sorumluluğu olmadığı gibi tarafı olmadıkları borcu talep yetkilerinin de olmadığını, Mahkemenin, ispat hukukuna ilişkin kuralları da ihlal ettiğini/ tersine çevirdiğini, davacılara ödeme yapılmasının, Türkmenistan’daki projelerin hak ediş bedellerinin ödenmesine bağlı olduğunu, davacı tarafın hak ediş bedellerinin ödendiğini iddia ettiğini ve bu hususta Türkmenistan Makamları’nın kayıtlarına ve T.C. Merkez Bankası kayıtlarına dayandığını, davacı vekilinin 30.04.2014 tarihli duruşmada bu delilinden vazgeçtiğini, bu şekilde hak ediş bedelinin ödendiği iddiasının ispatlanamadığını, … Yapı A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede de hakediş bedellerinin şirket kayıtlarına intikal ettiğine dair bir kayıt bulunamadığını, bu duruma göre hak ediş bedellerinin, şirketin Türkiye’deki hesaplarına intikal ettiği iddiasının ispatlanamadığını, o halde hak edişe endeksli olarak davacılara yapılacak ödemenin de muaccel hale gelmediğini, bu husus dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, Davalıların, davacılara -740.729,43-Euro ödedikleri banka dekontlarıyla, yazılı delille, -485.747,00-Euro ödedikleri teminat senedinin arkasındaki davalıların imzasını taşıyan beyanla, yazılı delille ve İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/394 E. sayılı dosyasında dava dilekçesindeki açık ikrarla sabit olduğunu, buna göre aksi ispatlanmayan yazılı delille ve ikrarla sabit olan ödemeler dikkate alınmadan hüküm kurulmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, Mahkeme kararının, tahsilde tekerrüre neden olacağını, kararın “hüküm” bölümünün; -1. maddesinde (teminat senedine dayalı icra takibine itiraza ilişkin) “İstanbul 4. ATM’nin 2011/394 E. sayılı davasının kısmen kabulü ile 946.813,10-Euro üzerinden takibin devamına…” -3.B) maddesinde ….”davanın kısmen kabulüne 2.0260.711,05-TL alacağın adı geçen davalılardan alınarak…” karar verildiğini, buna göre davacı tarafın, tek bir alacak karşılığında davalı …’ndan teminat senedi nedeniyle 946.813,10-Euro + Faiz, diğer davalılardan asıl borç ilişkisi nedeniyle 2.026.711,05-TL + Faiz tahsil edebileceğini, oysa Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesi’nden kaynaklanan tek bir talep olduğunu, İstanbul 4. ATM’nin 2011/394 E. sayılı dosyasına konu talebin, Hisse Devir Sözleşmesinin teminatı olan teminat senedinden kaynaklandığını, asıl borç ilişkisini doğuran sözleşmeden kaynaklanan alacak ödendiğinde teminatın hükümsüz kalması gerektiğini, mahkemece, müvekkili … hakkında açılan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmesi nedeniyle maktu vekalet ücretine hükmedilmiş ise de, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, Açıklanan nedenler ve re’sen gözetilecek nedenlerle İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03.05.2018 tarih ve 2014/475 E – 2018/478 K sayılı kararının “HÜKÜM” kısmının “2.” maddesi dışındaki kısımlarının ortadan kaldırılmasına, sonuçta tüm davalılar hakkındaki tüm davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl dava, hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan kaynaklanan alacak, birleşen 4. ATM.nin 2011/394 esas sayılı dosyası ile açılan dava; asıl davadaki hisse devir sözleşmesinin teminatı olarak verilen teminat senedinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali, birleşen 17. ATM’nin 2012/227 esas sayılı dosyası ile açılan dava; asıl davadaki talep, hisseleri devredilen şirkete yönetilmiş olup, hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, 1- Birleşen İstanbul 4.ATM’nin 2011/394 esas sayılı davasının kısmen kabulüne, 2-İstanbul 17.ATM’nin 2012/227 esas sayılı davasının reddine, 3-Asıl davada, A) Davalı … hakkında açılan davanın reddine, B) Davalılar …,…,… ve … yönünden davanın kısmen kabulü ile, 2.060.711,05.-TL alacağın adı geçen davalılardan alınarak davacılara verilmesine, Hükmedilen tutarın 50.000.-TL’si üzerinden dava tarihi olan 08/07/2011 tarihinden, 2.010.711,05.-TL’nin ise ıslah tarihi olan 09/01/2015 tarihinden itibaren değişen oranda avans faizi yürütülmesine,(Davalılardan …,… ve …’ın sorumlulukları 2.026,14.-TL ile sınırlı olmasına), fazla talebin reddine karar verilmiş, karara karşı, davalılar …, …, …, …, … A.Ş. vekili ve katılma yolu ile davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Taraflar arasında birleşen dosyada davalı … Tic. A.Ş.’nin davacılara ait hisselerinin davalılara devrine ilişkin 10/06/2009 tarihli Anonim Şirket Hisse Devir Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmede özetle; -Hisselerin tümünün devir bedelinin benzin istasyonları hariç 1.800.000.-EURO olduğu, Hisse devir Bedelinin hipodrom inşaatının hakedişleri ile ödeneceği, bu işin her hak edişinden Türkiye’deki hesaplara intikal eden miktarın %3,5’inin devredenlere hisseleri oranında ödeneceği, 15/06/2010 tarihine kadar bu devir bedelinin devralan tarafından ödenmesinin zorunlu olduğu, Bu tarihe kadar yapılan hak edişlerin %3,5 üzerinden ödenen miktar devir bedelini karşılamaz ise devralana 6 ay ek süre verileceği, Devralanın devredene bu hisse devrinin teminatı olarak 15/06/2010 vadeli 1.800.000 Euro tutarında teminat senedi vereceği, -İnşaatı tamamlanmış olan … Benzin İstasyonu için düzenlenmiş olup henüz bedeli alınmamış olan hak ediş ve kesin teminatın tahsil edildiğinde varsa bunun için devralanlar tarafından yapılmış masrafların mahsup edilerek, tahsil edilen bedelin devredenlere ödeneceği, … ve … Benzin İstasyonlarına ait devredenler tarafından yapılmış olup henüz tahsil edilmemiş imalatların maliyetinin hak edişler tahsil edildikçe devredenlere ödeneceği (Devredenler tarafından yapılan malzeme ve imalatları Türkmenistan Cmeta’sının yer almasına bağlıdır. Devralanlar tarafından teyit edilecektir.) -… AŞ’nin 450.000,00.-TL kredi borcunun davalılar tarafından üstlenileceği, bu bedelin davacılara ödenmesi gereken hakediş bedellerinden mahsup edileceği, -01/05/2009 tarihinden sonra tahakkuk eden borçlardan taraflarca mutabık kalınanların devralanlar tarafından ödeneceği, -Hisse devir tarihine kadar şirketin özel ve kamu tüzel kişileri ile kamu kurumlarına olan borçları, kefaletleri, teminatları, gümrük mevzuatına tabi borçlarının devredenlere ait olduğu, -Şirketin devir tarihinde mizanında görünmeyip sonradan ortaya çıkan borç doğuran işlemler, taahhütler banka borçları, sözleşmelerden kaynaklanan borçların devredenlere ait olacağı …kararlaştırılmıştır. Mahkemece yargılama sürecinde bilirkişiden kök ve ek raporlar alınarak, istinafa konu karar verilmiştir. İstinafa başvuran … AŞ’nin, sadece birleşen İstanbul 17.ATM. 2012/227 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu ve belirtilen dosyada “Davanın Reddine” dair verilen karara ilişkin istinaf sebebi ileri sürülmediği anlaşılmakla, birleşen dosyada davalı şirketin, asıl dosya ve birleşen İstanbul 4.ATM 2011/394 Esas sayılı dosyası yönünden de taraf sıfatı bulunmadığından, belirtilen dosyalar yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 352. maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Mahkemece de tespit edildiği üzere, … A.Ş hisselerinin davacılar tarafından davalılara devrinin kararlaştırıldığı, sözleşmede devir bedeli olarak benzin istasyonları hariç 1.800.000 Euro’nun belirlendiği ancak sözleşme ekindeki hesaplamalar sonucunda devir bedelinden kalan borcun 1.629.026,87.-EURO olduğu, ihtilafsız ödemeler düşüldüğünde kalan alacağın 887.467,44.-Euro olduğu, davalı tarafından verilen teminat senedindeki şerhe göre 485.747.-Euro’nun ödenmiş olduğu, senette belirtilen bu ödemenin davalılar tarafından yapılmış ihtilafsız ödemelerin içinde olduğu iddia edilmiş ise de, davacı tarafça yazılı delil mahiyetindeki bu delilin aksinin HMK’nın 200. maddesi uyarınca aynı kuvvette yazılı delille ispatlanması gerekmekte olup, mevcut delil durumuna göre bu iddianın ispatlanamadığı, bu durumda ödendiği tespit edilen 485.747.-Euro’nun 887.467,44.-EURO’dan mahsubunun gerektiği, böylece davacı alacağının 887.467,44 – 485 747= 401.720,44.-EURO ve ayrıca sözleşmenin III-2 maddesinde belirtilen … Benzin İstasyonu, … VE … istasyonlarından elde edilecek hakedişlerden kaynaklanan (sözleşme eki 2’de belirtilen) 694.288,76.-USD olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafça, davacı alacağının, hakediş bedellerinin Türkiye’deki hesaplara intikal etmesine bağlı olduğu, hak edişlerin hesaplara intikal ettiğinin ispatlanmadığı belirtilmiş ise de, sözleşme tarihi ile dava tarihi dikkate alındığında, devrettikleri hisselerin bedelinin tamamını tahsil edemeyen davacıların dava açarak alacaklarının tahsilini talepte haklı oldukları, ayrıca hisse devriyle hakediş alacaklarının talep ve tahsil hakkının davalıların devraldıkları şirkete geçtiği, dolayısıyla tahsilatı yapıp hisse devir bedelinin ödendiğini ispat yükünün davalılarda olduğu, davacı tarafça davalı … Sanayi ve Tic.AŞ’nin ticari defterlerine delil olarak dayanılmış olup, 10/09/2015 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda, birleşen dosyada davalı şirketin ticari defterleri ibraz edilmiş ise de, ibraz edilen defterler ve kayıtların bütünlük esası kuralı dahilinde sahibi davalı şirket lehine delil vasfına haiz olmadığı, şirketin muavin kayıt ekstrelerinin ibraz edilmediğinin tespit edildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davalıların borcun tamamının ödendiği, davacıların alacaklarını ispat edemedikleri yönündeki savunmalarını ispatlayamadıkları, Davalı tarafça hisse devir bedelinin 1.800.000-Euro olduğu varsayılarak hesaplama yapıldığı, oysa sözleşme Ek.1 olarak bulunan Ödemeye Esas Hesap Cetvelinde, davacılara ödenecek azami tutarın 1.094.436,19-Euro olarak tespit edildiği belirtilmiş ise de, taraflar arasında hisse devir bedelinin 1.800.000-Euro olarak belirlendiği, ancak sözleşme ekindeki hesaplamalar sonucunda devir bedelinden kalan borcun 1.629.026,87.-EURO olduğunun gösterildiği, 534.590,68 Euro, şirketin 3. şahıslara olan borçları olup, bu borçların devralanlar tarafından ödenmesi halinde hisse devir alacağından düşüleceği, ancak davalı tarafça 3. şahıs alacaklarının ödendiğinin ispatlanamadığı, bu hali ile davacı tarafça 1.629.026,87.-EURO’nun talep edilebileceği, mahkemece de bu miktar üzerinden değerlendirme yapılarak hüküm kurulduğu, Hisse devir bedelinin tamamının ödendiği ispatlanmadığından, alacağı temin eden teminat senedinin tahsili koşullarının oluştuğu, mahkemece, birleşen 4. ATM 2011/394 sayılı davasında hükmolunan tutarın tahsili halinde davacıların davaya konu alacaklarının tahsil edilmiş olacağı, bu nedenle asıl davada, tahsilde tekerrür olmamak üzere … dışındaki davalılar yönünden hüküm kurulduğunun hükmün gerekçesinde belirtildiği, dolayısıyla hükmün tahsilde tekerrüre neden olacak mahiyette olmadığı anlaşılmaktadır. Davalılar …, …, … ve … vekili istinaftan sonra ibraz ettiği 09/05/2019 tarihli dilekçe ile; asıl davada (2014/475 E. Sayılı dosyası) verilen kararın, …’na ilişkin kısmı yönünden istinaf talepleri olmadığını beyan etmiştir. Mahkemece, asıl dosyada davalılar …, … ve …’ın, hükmedilen tazminattan 2.026,14-TL ile sınırlı sorumlu olduklarına karar verilmiş olup, davalılar aleyhine hükmedilen bedelin karar tarihi itibarı ile 3.560,00 TL olan istinaf sınırının altında kaldığı görülmekle, adı geçen davalıların asıl dosyaya yönelik istinaf başvurularının HMK’nın 352. maddesi uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, öncelikle kararın onanmasını, aksi halde dilekçelerinde belirttikleri sebeplere binaen kararın lehlerine bozulmasına karar verilmesini talep etmiş olup, şarta bağlı istinaf yapılamayacağı gibi öncelikle kararın onanması talep edildiğinden ve Dairemizce yapılan istinaf incelemesinde davalıların istinaf başvuru sebepleri yerinde görülmediğinden, davacıların istinaf başvuruları hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, birleşen dosyada davalı şirketin, asıl dosya ve birleşen İstanbul 4.ATM 2011/394 Esas sayılı dosyası yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 352. maddesi uyarınca usulden reddine, asıl dosyada davalılar …, … ve …’ın istinaf başvurularının HMK’nın 352. maddesi uyarınca usulden reddine, birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/394 Esas sayılı dava dosyasında davalı …’nun istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine, davacıların istinaf başvuruları hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere; 1-Birleşen İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/227 Esas sayılı dava dosyasında davalı … San. ve Tic. A.Ş.’nin, asıl dosya ve birleşen İstanbul 4.ATM 2011/394 Esas sayılı dosyası yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 352. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Asıl dosyada davalılar …, … ve …’ın istinaf başvurularının HMK’nın 352. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, 3-Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/394 Esas sayılı dava dosyasında davalı …’nun istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 4-Davacıların istinaf başvuruları hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 5-Asıl dosyada davalılar …, … ve … tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 6-Harçlar Kanunu gereğince Dairemiz karar tarihi itibariyle asıl dosyada davalılar …, … ve …’dan alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,4.TL harcın asıl dosyada davalılar …, … ve …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 7-Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/394 Esas sayılı dava dosyasında davalı … tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 8-Harçlar Kanunu gereğince Birleşen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/394 Esas sayılı dava dosyası davalısı …’ndan alınması gereken 147.812,36.TL istinaf karar harcından, davalı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 36.953,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 110.859,27 TL harcın davalı …’ndan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 9-Asıl ve birleşen davalar davacıları tarafından istinaf aşamasında yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 35,90 TL maktu istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, 10-İstinaf aşamasında asıl ve birleşen davalar davalıları tarafından sarf edilen harç ve yargılama giderlerinin kendi uhdelerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 15/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.