ihale üzerinde kalan istekli ile en avantajlı ikinci teklifi veren isteklinin teklifi arasında önemli bir fark bulunduğu görüldüğünden, arada önemli bir fark bulunması ve gerekli rekabet şartlarının oluşmaması

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’nci maddesinin birinci fıkrasında; Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Toplantı No : 2014/59
Gündem No : 69
Karar Tarihi : 10.09.2014
Karar No : 2014/MK-502

 

Şikayetçi: 
Biroğlu İnş.Harf.Nak.Tur.İth.İhr.San.Ve Tic.Ltd.Şti.-Mehmet Güneş İnş.Tic.Ve San.Ltd.Şti.

İhaleyi Yapan Daire: 

Tunceli Üniversitesi Yapı İşleri Ve Teknik Daire Başkanlığı

Başvuru Tarih ve Sayısı: 

19.04.2012 / 15379

Başvuruya Konu İhale: 

2011/196320 İhale Kayıt Numaralı “Tunceli Üniversitesi Aktuluk Yerleşkesi İnşaat Altyapısı Yapım İşi” İhalesi

Kurumca Yapılan İnceleme ve Değerlendirme: 

Karar: 

 

Tunceli Üniversitesi Rektörlüğü Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığınca 30.12.2011 tarihinde açık ihale usulü ile yapılan 2011/196320 İKN’li“Tunceli Üniversitesi Aktuluk Yerleşkesi İnşaat Altyapısı Yapım İşi” ihalesine ilişkin olarak, Biroğlu İnş. Harf. Nak. Tur. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. & Mehmet Güneş İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. Ortak Girişimi tarafından yapılan itirazen şikâyet başvurusuna ilişkin olarak alınan 30.04.2012 tarihli ve 2012/UY.III-1877 sayılı Kamu İhale Kurulu kararında “4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onuncu fıkrasının (c) bendi gereğince başvurunun süre yönünden reddine”  karar verilmiştir.

Davacı Biroğlu İnş. Harf. Nak. Tur. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından anılan Kurul kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle açılan davada, Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin 14.06.2012 tarihli ve E:2012/824 sayılı kararında, “…davalı idarece davacının itirazen şikâyet başvurusunun esası hakkında bir karar verilmesi gerekmekte iken “Kuruma başvuru süresinin geçirilmiş olması” nedeniyle reddine ilişkin Kamu İhale Kurulu kararında “hukuka uyarlık” görülmemiştir.” şeklinde gerekçe belirtilerek dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.

Bunun üzerine, söz konusu kararın icaplarına göre işlem tesis edilmesini teminen 27.08.2012 tarihli ve 2012/MK-284 sayılı Kurul kararı ile“1) Kamu İhale Kurulunun 30/04/2012 tarihli ve 2012/UY.III-1877 sayılı Kararının iptaline,
2 ) Anılan Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda esasın incelenmesine geçilmesine
” karar verilmiştir.

Kurulun anılan kararı üzerine başvurunun esasının incelenmesine geçilmiş, bu inceleme neticesinde alınan 19.09.2012 tarihli ve 2012/UY.III-3709 sayılı Kurul kararında, “İhalenin iptal edilmesine yönelik idarenin işleminde mevzuata aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.” denilerek itirazen şikâyet başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Bu arada, Kamu İhale Kurumunca Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin 14.06.2012 tarihli ve E:2012/824 sayılı söz konusu kararının kaldırılarak yürütmenin durdurulması isteminin reddine karar verilmesi talebi ile Ankara Bölge İdaresi Mahkemesi nezdinde itirazda bulunulmuş, bunun üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesince verilen 14.08.2012 tarihli ve Y.D. İtiraz No:2012/3879 sayılı kararda “… Kamu İhale Kurumunun 20.04.2012 tarih ve 1509 sayılı yazısına istinaden Tunceli Üniversitesi Rektörlüğünce gönderilen bilgi ve belgelerden anılan ihaleye ilişkin söz konusu ihalenin iptalinden sonra yapılan 04.04.2012 tarihli itiraz (şikâyet) başvurusunda bulunulduğu görüldüğünden davacının yapmış olduğu itirazen şikâyet başvurusunun görev yönünden reddi gerekirken süre yönünden reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” şeklinde gerekçe belirtilerek, Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin 14.06.2012 tarihli ve E:2012/824 sayılı yürütmenin durdurulması kararına yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin 14.08.2012 tarihli ve Y.D. İtiraz No:2012/3879 sayılı kararı, Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin 14.06.2012 tarihli ve E:2012/824 sayılı “dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulması” kararındakinden farklı bir gerekçe içerdiği ve başvurunun süre yönünden değil görev yönünden reddi gerektiğinin karar altına alındığı değerlendirmesi ile Kurulca alınan 10.10.2012 tarihli ve 2012/MK-321 sayılı kararda, bu defa“1) Kamu İhale Kurulunun 27.08.2012 tarih ve 2012/MK-284 sayılı kararının iptaline, 2) Kamu İhale Kurulunun 19.09.2012 tarih ve 2012/UY.III-3709 sayılı kararının iptaline, 3) Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin anılan kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, başvurunun görev yönünden reddine”yönünde karar verilmiştir.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin anılan kararı sonrasında Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin 15.10.2012 tarihli ve E:2012/824 ve K:2012/1832 sayılı kararı ile de “… ihalenin iptaline ilişkin karara karşı Kuruma başvuruda bulunulmasında Kurumun başvuruyu inceleme görev ve yetkisinin bulunmadığı sonucuna varıldığından, davacının yapmış olduğu itirazen şikâyet başvurusunun davalı idarece görev yönünden reddi gerekirken “kuruma başvuru süresinin geçirilmiş olması” nedeniyle süre yönünden reddine ilişkin Kamu İhale Kurulu kararında hukuka uyarlık görülmemiştir…” şeklinde gerekçe belirtilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin anılan kararı, daha önce Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin almış olduğu 14.08.2012 tarihli ve Y.D. İtiraz No:2012/3879 sayılı kararla aynı doğrultuda olduğundan ve bu kararın gereği 10.10.2012 tarihli ve 2012/MK-321 sayılı Kurul kararı ile yerine getirilmiş olduğundan ayrıca yeni bir karar alınmamıştır.

Diğer taraftan, Davacı Biroğlu İnş. Harf. Nak. Tur. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından, 10.10.2012 tarihli ve 2012/MK-321 sayılı Kurul kararı ile iptal edilen 19.09.2012 tarihli ve 2012/UY.III-3709 sayılı Kurul kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Ankara 7. İdare Mahkemesi nezdinde dava açılmış, Mahkemenin 14.11.2012 tarihli ve E:2012/1613 sayılı kararı ile; “…davalı idarece ileri sürülen nedenlerin hukuki dayanağının bulunmaması ve söz konusu ihalede yasal bir zorunluluk olan kamu ihalelerinde kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ile rekabet ortamının ve objektifliğin oluşmasının sağlanması ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin somut bir başka bilgi ve belgenin bulunmaması karşısında, dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık görülmemiştir.” gerekçesiyle dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.

Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin kararına istinaden Kurulca alınan 10.10.2012 tarihli ve 2012/MK-321 sayılı karar neticesinde 19.09.2012 tarihli ve 2012/UY.III-3709 sayılı Kurul kararının iptaline karar verildiğinden aynı karara ilişkin olarak yeni bir iptal kararı alınmasına gerek görülmemiş, ancak 10.10.2012 tarihli ve 2012/MK-321 sayılı Kurul kararı ile başvurunun görev yönünden reddine karar verilmiş olmakla birlikte Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 14.11.2012 tarihli ve E:2012/1613 sayılı kararının icaplarına göre işlem tesis edilmesi gerektiğinden hareketle 03.01.2013 tarihli ve 2013/MK-1 sayılı Kurul kararı ile “Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda ihalenin iptali kararının iptaline” karar verilmiştir.

Bilahare Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin davayı esastan sonuçlandırdığı 31.01.2013 tarihli ve E:2012/1613, K:2013/166 sayılı kararıyla da 19.09.2012 tarihli ve 2012/UY.III-3709 sayılı Kurul kararının iptaline karar verilmiştir. Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin söz konusu kararı doğrultusunda Kurulca alınacak kararın 10.10.2012 tarihli ve 2013/MK-1 sayılı Kurul kararıyla aynı doğrultuda olması nedeniyle, anılan Mahkeme kararı üzerine yeni bir Kurul kararı alınmamıştır.

Diğer taraftan, ihalenin iptali kararının iptaline yönelik 10.10.2012 tarihli ve 2013/MK-1 sayılı Kurul kararının iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Tunceli Üniversitesi Rektörlüğü tarafından Ankara 6. İdare Mahkemesi nezdinde dava açılmış, Mahkeme’nin 09.05.2013 tarihli ve E:2013/246 sayılı kararı ile “Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 14.11.2012 tarih E:2012/1613 sayılı kararı ile yürütmesinin durdurulmasına karar verilen ve bilahare 31.01.2013 tarihli E:2012/1613, K:2013/166 sayılı karar ile iptal edilen 19.09.2012 tarih ve 2012/UY.III-3709 sayılı Kurul kararının söz konusu yürütmenin durdurulması ve iptal kararından önce 10.10.2012 tarih ve 2012/MK-321 sayılı Kurul kararı ile iptal edildiği, Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin 15.10.2012 tarih ve E:2012/824 ve K:2012/1832 sayılı kararı ile ihalenin iptaline ilişkin karara karşı Kuruma başvuruda bulunulmasında Kurumun başvuruyu inceleme görev ve yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi üzerine 10.10.2012 tarih ve 2012/MK-321 sayılı Kurul kararı ile de başvurunun görev yönünden reddine karar verildiği hususları bir arada değerlendirildiğinde, davalı Kurumun, idarenin, “ihalenin iptali kararını” inceleme görev ve yetkisinin bulunmadığı sabit olduğundan, Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 14.11.2012 tarihli E:2012/1613 sayılı kararı üzerine herhangi bir işlem tesis etmesi gerekmediğinden, Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 14.11.2012 tarihli ve E:2012/1613 sayılı kararının icaplarına göre Kurulca işlem tesis edilmesi gerektiğinden bahisle Mahkeme kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda ihalenin iptali kararının iptaline ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.” gerekçelerine yer verilerek dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.

Bunun üzerine, Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin 09.05.2013 tarihli ve E:2013/246 sayılı söz konusu kararının icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesini teminen alınan 03.07.2013 tarihli ve 2013/MK-201 sayılı karar ile ““1) Kamu İhale Kurulunun 03.01.2013 tarih ve 2013/MK-1 sayılı kararının iptaline,
2 ) Biroğlu İnş. Harf. Nak. Tur. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. & Mehmet Güneş İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti. Ortak Girişiminin 19.04.2012 tarihli başvurusunun görev yönünden reddine,”
 karar verilmiştir.

Bilahare Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin davayı esastan sonuçlandırdığı 11.12.2013 tarihli ve E:2013/246, K:2013/1966 sayılı kararıyla da, 10.10.2012 tarihli ve 2013/MK-1 sayılı Kurul kararının iptaline karar verilmiştir. Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin söz konusu kararı doğrultusunda Kurulca alınacak kararın 2013/MK-201 sayılı Kurul kararıyla aynı doğrultuda olması nedeniyle, anılan Mahkeme kararı üzerine yeni bir Kurul kararı alınmamıştır.

Bu arada Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 31.01.2013 tarihli ve E:2012/1613, K:2013/166 sayılı kararına yürütmenin durdurulması talepli olarak Kurumca temyiz yoluna başvurulmuş, Danıştay 13. Dairesi’nin 27.06.2013 tarihli ve E:2013/1013 sayılı kararıyla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlere göre Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 31.01.2013 tarihli ve E:2012/1613, K:2013/166 sayılı kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiş, bilahare Danıştay 13. Dairesi tarafından dava esastan sonuçlandırılarak, 22.05.2014 tarihli ve E:2013/1013, K:2014/2026 sayılı karar ile Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 31.01.2013 tarihli ve E:2012/1613, K:2013/166 sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Danıştay 13. Dairesi’nin anılan yürütmeyi durdurma kararı üzerine üzerine Kurulca alınan 22.08.2013 tarihli ve 2013/MK-304 sayılı Kurul kararında,“Danıştay 13. Dairesi’nin 27.06.2013 tarih ve E:2013/1013 sayılı yürütmenin durdurulması kararının uygulanmasını sağlamak amacıyla, Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 14.11.2012 tarih ve E:2012/1613 sayılı yürütmenin durdurulması kararı üzerine alınan ihalenin iptali kararının iptaline yönelik 03.01.2013 tarih ve 2013/MK-1 sayılı Kurul kararın iptali gerekmekle birlikte, söz konusu Kurul kararı Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin 09.05.2013 tarih ve E:2013/246 sayılı kararı üzerine 03.07.2013 tarih ve 2013/MK-201 sayılı Kurul kararı ile iptal edildiğinden, Danıştay 13. Dairesi’nin bahse konu kararına yönelik olarak herhangi bir karar alınmasına gerek bulunmadığı anlaşılmıştır.” şeklinde gerekçe belirtilerek “karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.

Bu arada, Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin başvurunun görev yönünden reddi gerektiğine ilişkin 15.10.2012 tarihli ve E:2012/824, K:2012/1832 sayılı kararına karşı Kurumca temyiz yoluna başvurulmuş, temyiz incelemesi üzerine Danıştay 13. Dairesi’nce alınan 29.05.2013 tarihli ve E:2013/13, K:2013/1604 sayılı kararda “… ihalenin iptaline ilişkin karara karşı yapılan başvuruyu Kurumun inceleme görev ve yetkisinin bulunmadığı, davacının yapmış olduğu itirazen şikâyet başvurusunun davalı idarece görev yönünden reddi gerektiği belirtilerek dava konusu işlemin iptaline karar verilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır…

İdare Mahkemesinde, davacının yapmış olduğu itirazen şikâyet başvurusunun süresinde olup olmadığının ve Kamu İhale Kurulu kararının bu yönü ile hukuka uygunluğunun denetlenmesinde, ihalenin iptaline ilişkin işlemin davacı şirkete bildirilmesinde hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağının ve sürelerinin belirtilip belirtilmediğinin incelenmesi, bildirim işleminde başvuru yolları ve sürelerinin gösterilmemiş olması halinde Anayasa’nın 40. maddesindeki düzenleme gözetilerek karar verileceği açıktır.” gerekçesiyle temyiz isteminin kabulü ile Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin 15.10.2012 tarihli ve E:2012/824, K:2012/1832 sayılı kararının bozularak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

Danıştay 13. Dairesi’nce alınan 29.05.2013 tarihli ve E:2013/13, K:2013/1604 sayılı söz konusu kararın icaplarına göre Kamu İhale Kurulunca işlem tesis edilmesini teminen alınan 22.08.2013 tarihli ve 2013/MK-305 sayılı karar ile “1) 10.10.2012 tarihli ve 2012/MK-321 sayılı Kurul Kararı ile 03.07.2013 tarih ve 2013/MK-201 sayılı Kurul Kararının “başvurunun görev yönünden reddine” ilişkin kısımlarının iptaline,
2 ) Danıştay 13. Dairesi’nin 29.05.2013 tarih ve E:2013/13, K:1604 sayılı Kararı uyarınca, Ankara 15. İdare Mahkemesince verilecek kararın beklenmesine”
karar verilmiştir.

Daha sonra Ankara 15. İdare Mahkemesi’nce alınan 19.12.2013 tarihli ve E:2013/1314, K:2013/1776 kararda “… ihalenin iptaline ilişkin işlemin davacı şirkete bildirilmesinde hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağının ve sürelerinin belirtilmediğinin anlaşılması nedeniyle Anayasanın 40. maddesindeki amir düzenlemeye aykırı davranıldığı anlaşıldığından, Kuruma başvuru süresinin geçirilmiş olması gerekçesiyle davacının itirazen şikâyet başvurusunun süre yönünden reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” şeklinde gerekçe belirtilerek, başvurunun süre yönünden reddine ilişkin dava konusu 30.04.2012 tarihli ve 2012/UY.III-1877 sayılı Kurul kararının iptaline karar verilmiştir.

Söz konusu Mahkeme kararları sonrasında başvurunun, Danıştay 13. Dairesi’nin 29.05.2013 tarihli ve E:2013/13, K:1604 sayılı kararı uyarınca görev yönünden reddi; Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin 19.12.2013 tarihli ve E:2013/1314, K:2013/1776 sayılı kararı uyarınca ise süre yönünde reddinin mümkün olmadığı, başvurunun esasının incelenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Bununla birlikte, başvurunun esası, 27.08.2012 tarihli ve 2012/MK-284 sayılı Kurul kararı gereğince zaten incelenmiş ve bu inceleme sonunda alınan 19.09.2012 tarihli ve  2012/UY.III-3709 sayılı Kurul kararı ile “itirazen şikâyet başvurusunun reddine” karar verilmiştir. Söz konusu Kurul kararının Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 14.11.2012 tarihli ve E:2012/1613 sayılı kararı ile önce yürütmesi durdurulmuş, bilahare 31.01.2013 tarihli ve E:2012/1613, K:2013/166 sayılı kararı ile de söz konusu Kurul kararı iptal edilmiştir. Ancak, Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 2012/UY.III-3709 sayılı Kurul kararının iptaline yönelik kararının yürütmesi Danıştay 13. Dairesi tarafından 27.06.2013 tarihli ve E:2013/1013 sayılı kararıyla durdurulmuştur. Dolayısıyla gelinen noktada, 19.09.2012 tarihli ve 2012/UY.III-3709 sayılı Kurul kararında belirtilen gerekçeler doğrultusunda, itirazen şikâyet başvurusunun reddine karar verilmesinin uygun olacağı anlaşılmış, bu itibarla 09.04.2014 tarihli ve 2014/MK-171 sayılı Kurul kararı alınarak “4734 sayılı Kanun’un 54’üncü maddesinin onuncu fıkrasının (c) bendi gereğince, itirazen şikâyet başvurusunun reddine” karar verilmiştir.

Diğer taraftan, Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin Kurumca temyiz edilen 19.12.2013 tarihli ve E:2013/1314, K:2013/1776 sayılı kararına ilişkin olarak Danıştay 13. Dairesi’nce alınan 27.06.2014 tarihli ve E:2014/1430, K:2014/2687 sayılı kararda, Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin anılan kararının onanmasına karar verilmiştir.

Danıştay 13. Dairesi’nin anılan Kararının icaplarına göre işlem tesis edilmesini teminen alınacak Kararın da 09.04.2014 tarihli ve 2014/MK-171 sayılı kararla aynı doğrultuda olması ve bu hâliyle anılan mahkeme kararının gereklerinin de yerine getirilmiş olması nedeniyle Kurumca farklı bir işlem tesis edilmemiştir.

Öte yandan Kamu ihale Kurulunun 19.09.2012 tarihli ve 2013/MK-1 sayılı kararının iptali istemi ile Tunceli Üniversitesi Rektörlüğü tarafından açılan davada Ankara 6. İdare Mahkemesi tarafından verilen 11.12.2013 tarihli ve E:2013/246, K:2013/1966 sayılı “dava konusu işlemin iptaline” ilişkin kararına karşı Kurumca temyiz yoluna başvurulmuş, temyiz incelemesi sonucunda Danıştay 13. Dairesi’nin 22.05.2014 tarihli ve E:2014/1322, K:2014/2027 sayılı kararı ile “.. Olayda ‘Tunceli Üniversitesi Aktuluk Yerleşkesi İnşaat Altyapısı Yapım İşi’ ile ilgili olarak 30.12.2011 tarihinde yapılan ihalenin iptaline ilişkin işleme karşı yapılan itirazen şikayet başvurusu üzerine Kamu İhale Kurulu tarafından birden fazla karar alındığı ve söz konusu kararların iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle açılan davalarda, birden fazla Mahkeme kararının bulunduğu görülmektedir.

4734 sayılı Kanun uyarınca ihaleyi yapan idarenin, anılan Kanun’un 5. maddesinde belirtilen ilkeleri gözetmek zorunda olduğu, söz konusu ilkelere uygun olarak ihale işlemlerinin yerine getirilmemesi durumunda kanunla idareye tanınan ihaleyi iptal yetkisinin kullanılması gerektiği, idarelerin kamu kaynağının verimli şekilde kullanılmasını sağlamakla yükümlü olmaları gerçeği karşısında ekonomik açıdan en avantajlı ikinci teklif olan Biroğlu İnş. Harf. Nak. Tur. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.‘ne ait tek geçerli teklifin, yaklaşık maliyetin altında teklif veren beş isteklinin teklifi arasında en yüksek teklif olması, ihale üzerinde bırakılan isteklinin teklifi ile arasında 2.141.000,00 TL tutarında önemli bir fark bulunması dikkate alındığında, Biroğlu İnş. Harf. Nak. Tur. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin teklifinin uygun görülmeyerek ihalenin, en avantajlı ikinci teklif fiyatının birinci sıradaki teklife göre yüksek olduğu gerekçesiyle iptalinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Bu durumda, kamu idarelerinin, ilan edilen bir ihaleyi yapıp yapmamak ya da yapılan bir ihaleyi onaylayıp onaylamamak hususunda takdir yetkisi bulunduğundan, uyuşmazlık konusu olayda bütün teklifler bir arada değerlendirildiğinde, ihale üzerinde kalan istekli ile en avantajlı ikinci teklifi veren isteklinin teklifi arasında önemli bir fark bulunduğu görüldüğünden, arada önemli bir fark bulunması ve gerekli rekabet şartlarının oluşmaması nedeniyle ihalenin iptal edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı; ayrıca Kamu ihale Kurulu tarafından alınan dava konusu 03.01.2013 tarih ve 2013/MK-1 sayılı (ihalenin iptali kararının iptaline ilişkin) kararın gerekçesini teşkil eden Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 31.01.2013 tarih ve E:2012/1613, K:2013/166 sayılı kararının davalı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 22.05.2014 tarih ve E:2013/1013, K:2014/2026 sayılı kararıyla bozulduğu da anlaşıldığından, Mahkeme kararında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik görülmemiştir.” gerekçelerine yer verilerek, temyize konu Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin 11.12.2013 tarihli ve E:2013/246, K:2013/1966 sayılı kararının onanmasına karar verilmiştir.

Anayasa’nın 138’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin, mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organlar ve idarenin, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28’inci maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği hüküm altına alınmıştır.

Kurulun 2013/MK-1 sayılı kararın iptaline ilişkin Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin 11.12.2013 tarihli ve E:2013/246, K:2013/1966 sayılı kararına dayanak teşkil eden Mahkeme kararının Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin 15.10.2012 tarihli ve E:2012/824 ve K:2012/1832 sayılı başvurunun görev yönünden reddi gerektiğine yönelik kararı olduğu, Ankara 15. İdare Mahkemesi’nin söz konusu kararının Danıştay 13. Dairesi’nin 29.05.2013 tarihli ve E:2013/13, K:2013/1604 sayılı kararı ile bozulduğu dikkate alındığında, ayrıca Danıştay 13. Dairesi’nin 22.05.2014 tarihli ve E:2014/1322, K:2014/2027 sayılı bahse konu kararında, başvurunun esasına ilişkin Kurulca alınan 19.09.2012 tarihli ve 2012/UY.III-3709 sayılı “başvurunun reddine” yönelik kararı iptal eden Ankara 7. İdare Mahkemesi’nin 31.01.2013 tarihli ve E:2012/1613, K:2013/166 sayılı kararının yine Danıştay 13. Dairesi’nin 22.05.2014 tarihli ve E:2013/1013, K:2014/2026 sayılı kararıyla bozulduğu hususuna atıf yapıldığı göz önünde bulundurulduğunda,  Ankara 6. İdare Mahkemesi’nin 11.12.2013 tarihli ve E:2013/246, K:2013/1966 sayılı kararının onanmasına yönelik Danıştay 13. Dairesi’nin 22.05.2014 tarihli ve E:2014/1322, K:2014/2027 sayılı kararına yönelik olarak herhangi bir karar alınmasına gerek bulunmadığı anlaşılmıştır.

 

Açıklanan nedenlerle;

 

Karar verilmesine yer olmadığına,

 
Oybirliği ile karar verildi.

 

 

 

Mahmut GÜRSES

Başkan

 
Kazım ÖZKAN

II. Başkan

Ali Kemal AKKOÇ

Kurul Üyesi

Ahmet ÖZBAKIR

Kurul Üyesi

 
Hamdi GÜLEÇ

Kurul Üyesi

Mehmet AKSOY

Kurul Üyesi