ihtarname gönderilerek sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi için üç gün mehil verildiğini fakat herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin bu dilekçede belirtilen ve ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilen alacağının hiçbir teminata bağlı olmadığını, müvekkili şirketin ekli hesap dökümünde belirtilen faturalardan kaynaklanan alacağının *TL olduğunu, taraflar arasındaki Ürün Tedarik ve Danışmanlık Sözleşmesi’nin * maddesinde belirtildiği üzere …’in müvekkili şirket nezdinde * TL tutarında teminat mektubu bulunduğunu,*TL bedelli teminat mektubu tutarı düşüldükten sonra geri kalan*TL için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini beyanla; fazlaya ve hataya ilişkin her türlü talep ve alacak hakları saklı kalmak kaydıyla taleplerinin kabulü ile; Mahkemenin uygun göreceği teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesi hk

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1784
KARAR NO : 2018/1350
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2018 ( İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Ek Karar)
DOSYA NUMARASI : 2018/829 D. İş – 2018/829 Karar
DAVA : İhtiyati Hacze İtiraz
TALEP : İhtiyati Hacze İtirazın Reddi Kararının Kaldırılması/
KARAR TARİHİ : 27/12/2018
İlk derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin olarak verilen ek karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla; dairemize gönderilen dosya incelendi;
TARAFLARIN İDDİASININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirket ile borçlu şirketler arasında Ürün Tedarik ve Danışmanlık Sözleşmesi akdedildiğini, her iki şirkete Beşiktaş … Noterliği’nin 16.07.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi için üç gün mehil verildiğini fakat herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin bu dilekçede belirtilen ve ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilen alacağının (=29.148.180,42-TL) hiçbir teminata bağlı olmadığını, müvekkili şirketin ekli hesap dökümünde belirtilen faturalardan kaynaklanan alacağının 30.148.180,42.-TL olduğunu, taraflar arasındaki Ürün Tedarik ve Danışmanlık Sözleşmesi’nin 5. maddesinde belirtildiği üzere …’in müvekkili şirket nezdinde 1 milyon TL tutarında teminat mektubu bulunduğunu, 1 milyon TL bedelli teminat mektubu tutarı düşüldükten sonra geri kalan 29.148.180,42-TL için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini beyanla; fazlaya ve hataya ilişkin her türlü talep ve alacak hakları saklı kalmak kaydıyla taleplerinin kabulü ile; Mahkemenin uygun göreceği teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bu talep üzerine 02/08/2018 tarihli karar ile;
” … alacaklının borçlulardan alacağı olan (29.148,180,42-TL) alınmasının temini bakımından vaki isteği İcra İflas Kanununun 257. Maddesinin 1.fıkrasına uygun bulunduğu, alacağın rehinle temin edilmemiş olduğu belirtilerek alacağın % 15 i oranında teminat karşılığında adı geçen borçluların malları ile alacaklarının; İcra ve İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde, İHTİYATEN HACZİNE, … ” karar verilmiştir.
İhtiyati Haciz Kararına karşı itiraz edenler vekili itiraz dilekçesi ile; Müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü… Esas sayılı dosyasından icra takibine başlanıldığını, bu takipten müvekkilinin tüm hesaplarına ve tedarik sağladığı kurum ve kuruluşlara, tapularına ve pek çok yere ihtiyati hacizler uygulanması üzerine haberdar olduklarını, talep eden taraf ile müvekkili olan firma arasında sözleşme olduğunu bu sözleşme uyarınca ihtiyati haciz talep eden …’ya ödeme yapma koşulunun öncelikle kendisinin mal tedarik ettiği mal verdiği kurum ve kuruluşlardan tahsilat yapması ve bundan sonra talep eden tarafa ödeme yapması koşuluna bağlandığını, talep edenin alacak iddiasının ancak yapılacak yargılama sonucunda belli olacağını, verilen ihtiyati haciz kararı ile müvekkili olan firmanın ticari faaliyetlerinin durduğunu ve müvekkilinin talep eden tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını, ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluşmadığını öne sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İhtiyati haciz talep eden vekili itiraza cevap dilekçesinde özetle;
Müvekkili olan firma ile karşı taraf şirket arasında ürün tedarik ve danışmanlık sözleşmesi imzalandığını; sözleşme uyarınca müvekkili olan şirketin uygun bulduğu ölçüde karşı taraf şirketin kamu kurum ve kuruluşların ihalelerine iştirak etmek için talep ettiği lastik ürünlerinin karşılanması işini üstlendiğini, müvekkili olan şirketin muhtelif tarihlerde sözleşmede öngörülen ve tanımlanan şekilde karşı taraf şirkete ürün sattığını ve bu ürünleri teslim ettiğini, satışı ve teslimi yapılan ürünlerin e-faturalarının düzenlenerek sistem üzerinden gönderildiğini, bu faturaları kabul ederek kayıtlarına işlediğini, gönderilen e-faturaların bedellerinden 29.148.180,42 TL’nin ödenmediğini ve hiçbir teminata bağlı olmadığını, karşı taraf şirketin sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ödenmeyen miktar olan 29.148.180,42 TL üzerinden ihtiyati haciz istediklerini, mahkemece 02.08.2018 tarih ve 2018/829 Değişik İş sayılı kararıyla ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiğini, icra dosyasında kendilerine 1.haciz ihbarnamesi gönderilen kamu kurumları 200’ün üstündeki kamu kurumunun …firmalarının kendilerinden alacağının olmadığı şeklinde yanıt verdiğini, bu yazılardan … firmalarının ihale aldığı kurumlardan alacağını tahsil ettiği sonucunun çıktığını, sözleşme gereğince itiraz eden borçlu karşı tarafın kamu kurumlarındaki alacağını müvekkiline temlik etmediğini, müvekkilinin alacağının yaklaşık ispat kuralı gereğince, müvekilince kesilen ve karşı tarafça itiraz edilmeyen faturalar, bu faturaların karşı tarafın ticari defterlerine işlendiğine dair BA-BS formları, taraflar arasındaki cari hesap mutabakatları ile ispatlandığını, karşı tarafın bir takım bilanço ve muhasebe oyunları ile şirketin içini boşaltmak için değeri düşük gayrimenkulleri tapuda daha yüksek değerde göstererek edindiğini, alacağın yargılamayı gerektirdiği itirazını kabul etmediklerini belirterek itirazın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk derece mahkemesi 11/10/2018 tarihli Ek Karar ile;
İhtiyati haciz talep eden alacaklı tarafça dosyaya ibraz edilen ihtiyati haciz isteyen tarafça kesilen ve karşı tarafça itiraz edilmeyen faturalar, bu faturaların karşı tarafın ticari defterlerine işlendiğine dair BA-BS formları, taraflar arasındaki cari hesap mutabakatları, borçlu şirketin edindiği gayrimenkullerin tapu kayıtları ve değerleme raporları, kamu kurumlarından alacakların tahsil edildiğine dair belgeler ile yaklaşık ispat koşulunun tamamlandığı, İtiraz eden karşı tarafın dilekçesi ekinde yaklaşık ispat kuralı gereğince alacaklı tarafça sunulan belgelerin aksini gösteren belge ve delil sunulmadığı, itiraz eden borçlu karşı tarafın alacağın yargılamayı gerektirdiği itirazının somutlaştırılmadığı, gerekçeleri ile;
“İhtiyati Hacze İtirazın REDDİNE, ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati Hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle;
İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin verdiği ihtiyati haciz kararına dayalı olarak müvekkillerine karşı İstanbul .. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, müvekkillerinin tüm banka hesaplarına ve tedarik sağladığı kurum ve kuruluşlara tapulara ve pek çok yere ihtiyati hacizler uygulandığını, bunun üzerine, yerel mahkemeden ihtiyati haciz kararının kaldırılması için talepte bulunulduğunu ve Yerel Mahkeme’ nin 11.10.2018 tarihli duruşmada ihtiyati hacze itirazlarını reddettiğini,
Müvekkilleri ile ihtiyati haciz isteyen arasındaki sözleşmelerde, müvekkillerinin ihtiyati haciz isteyen …’ya ödeme yapma koşulunun, öncelikle kendisinin mal tedarik ettiği, mal verdiği kurum ve kuruluşlardan tahsilat yapması ve bundan sonra …’ya ödeme yapması hususu olduğunu,
İhtiyati haciz talep eden tarafın alacaklı sıfatı mevcut olmadığını, ihtiyati haciz kurumunun alacaklı bakımından aranan şartlarından birinin ihtiyati haciz isteyen tarafın alacaklı sıfatını taşıması gerektiğini, halbuki müvekkillerinin ihtiyati haciz talep edenlere aralarında sözleşme ilişkisi bulunduğunu, 10.10.2017 tarihli ÜRÜN TEDARİK VE DANIŞMANLIK Sözleşmesinin 4.5 maddesi gereğince “…’dan aldığı ürünlerin bedellini en geç, ihale makamı tarafından ödemenin …’e yapılmasını takip eden ilk iş gününde …’ya nakden ve defaten ödeyecektir…” denilmekle, …’in alacaklı gösterilen…ya borcunun doğmasının ancak ve ancak…’in ürün tedarik ettiği özel ve resmi kurumların – İdarenin …’e ödeme yapması şartına bağlandığını, kesin olarak şarta bağlı bir ödeme yükümlülüğü hüküm altına alınmışken, sözleşmedeki bu hükmün gerçekleşip gerçekleşmediği yerel mahkeme tarafından sehven araştırılıp soruşturulması yapılmadan ihtiyati haciz kararı verildiğini ve bu hususun gözden kaçtığını, dolayısıyla İİK 257. madde şartları oluşmadan, kesin bir delil olmadan verilen ihtiyati haciz kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu,
Alacaklı gösterilen tarafın alacak iddiasının muhakemeye muhtaç olduğunu, ayrıca müvekkil şirketlerinde karşı taraftan alacakları bulunduğunu,
İhtiyati haciz talep eden tarafın, müvekkil şirketlerin tüm banka hesaplarına, taşınmazlarına, alacaklı olduğu 3. kişilere haciz ve haciz ihbarnameleri gönderdiğini, bu durumda şirketin ticari faaliyetleri ve işlemlerinin kitlendiğini,
Mahkemenin gerekli araştırmaları yapmadan ve eksik inceleme ile vermiş olduğu ihtiyati haciz kararının, müvekkil şirketlerin faaliyetlerini durdurduğunu, faal olan ticaretlerine son verdiğini,
Müvekkil şirketlerin …’dan toplamda 6.942.254,00 TL (altımilyondokuzyüzkırkikibinikiyüzellidörtTL) civarında hizmet ve prim alacağı, 850.000,00 TL civarında da DMO kesilen cezalar ve sair harcamalardan kaynaklanan alacağı bulunduğunu, bu alacağın müvekkillere ödenmediğini ve taraflar arasında mevcut cari hesaplar varken sözleşmenin 4.5 maddesi gereği ticari faaliyetlerinin de devam ettiğini,
…’nın grup şirketi olan…bank A.Ş.’ den almış olduğu 4 milyon TL’lik teminat mektubunun hiçbir şekilde müvekkillerinin zararlarını, risklerini karşılayamayacağını,
Müvekkillerinin ticari anlamda sıfırlanmasına yönelik bir operasyon düzenlendiğini ve bu amaçla, sözleşmelerdeki müvekkilleri lehine olan hükümlerin atlanarak tek taraflı beyanlarla yerel mahkemenin yanıltılma çabası içerisinde ihtiyati haciz kararı alınmasına muvaffak olunduğunu,
…’nın delil olarak sunduğu ancak sözleşmelerdeki şarta bağlı ödeme koşulunu içeren hükümler karşısında hiçbir anlam ifade etmeyen yazıda diğer müvekkil şirket … TİC A.Ş.’ nin imza ve kaşesinin de bulunmadığını,
Yerel mahkemece bu hususun görülmediğini, …’nın gerçeklere aykırı beyanlarıyla yerel mahkemenin haksız ihtiyati haciz kararı verdiğini, verilen teminatın müvekkillerinin zararlarını karşılamaya hiçbir şekilde yetmeyeceğini,
Müvekkillerinin sabit ikametgah sahibi olduklarını, borcu kabul anlamına gelmemek üzere müvekkillerinin borçlarını ödemekten acziyetinin söz konusu olmadığı gibi mallarını kaçırma hazırlığı içinde olmasının da söz konusu olmadığını beyanla; İstinaf taleplerinin kabulü ile; yerel Mahkemenin itirazın reddine dair kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE DEĞERLENDİRME:
HMK 355. Maddesine göre istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
İstinaf açısından uyuşmazlık konusu, dosya kapsamına göre ihtiyati haciz kararı verme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için ihtiyati haciz talep eden tarafın sunduğu ve alacağın varlığına dayanak yapılan delillerden mahkemenin İİK 257.maddesindeki koşulların oluştuğuna 6100 sayılı HMK’nın 390/3.maddesi kapsamında yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde kanaat edinmesi gerekmektedir.
İhtiyati haciz talep eden vekili tarafından ihtiyati haciz talebine dayanak yapılan belgelerin İİK 257. Maddesi koşullarını sağlayıp sağlamadığı analiz edilmesi gerekmiştir.
Taraflar arasında 10/10/2017 tarihli ürün tedarik ve danışmanlık sözleşmesinin bulunduğu, bu sözleşme bağlamında sözleşmede …. olarak ifade edilen ve aleyhlerine ihtiyati haciz kararı verilmesi istenen firmaların, sözleşmede Brisa olarak ifade edilen ihtiyati haciz talep eden firmanın ürettiği ürünlerle ilişkili olarak ihalelere gireceği, aldığı ihaleler kapsamında … tarafından temin edilen ürünlerin bedelini devredeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
… firmasının Beşiktaş … Noterliği’nin 16/07/2018 tarih ve… no.lu ihtarnamesi ile … firmalarından Roted Tedarik firması yönünden 30.335.396,01 TL, … Denizcilk firması yönünden de 7.924.747,75 TL alacaklı olduğunu belirterek ihtarnamenin tebliğinden itibaren üç gün içinde borcun ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin aynı tarihte muhatap firmalara tebliğ edildiği, ihtiyati haciz talep edilen alacak tutarları açısından Roted firmalarının temerrüde düşürüldüğü anlaşılmaktadır.
… firması alacağını ispat yönünde …firmalarına tebliğ ettiğini öne sürdüğü e- faturalara ait tablo dökümü, Yeminli Mali Müşavir … kaşe ve imzalı,… firmasının vade tarihleri 04/11/2017 ile 08/09/2018 tarihlerini kapsayan yevmiye kayıtları ile …Paz.A.Ş adına düzenlenen dayanak faturaların liste halinde gösterildiği ve sonuç itibariyle 28.524.230,94 TL çıkarıldığı bir tablo, muhtelif tarihli ve tutarlı altı …A.Ş. kaşeli ve imzalı mutabakat mektupları, muhtelif tarihli BA-BS mutabakatı yapıldığına dair e.posta dökümleri, başlığında …tarafından mali tablolarının denetimini yapan firmaya sunulmak üzere hazırlanmış ve alt tarafı … Pazarlama A.Ş tarafından kaşeli ve imzalı “31/12/2017 tarihi itibariyle … Ticaret A.Ş’ye olan borcumuzun/alacağımızı detayı aşağıdaki şekildedir matbu ifadesinin altında el yazısıyla 31/12/2017 tarih sonu 27.093.904,88 TL gözükmektedir (mutabıkız)” yazılı belge, klasör içinde sunulmuş sevk irsaliyeleri, … firmaları tarafından rayicinin üzerinde bedellerle satın alındığı öne sürülen taşınmazlara ait … Danışmanlık A.Ş firmasına ait değerleme raporları ve lastik teslimi yapıldığı öne sürülen kamu kurumlarına ait tablo şeklinde sunulan listeyi sunmuş olup, sunulan belgeler alacağın varlığına yaklaşık ispata yeterlidir. Nitekim Yargıtay 19.H.D.nin 18/04/2017 T ve 2016/9486 E-2017/3106 K. Sayılı kararında da vurgulandığı üzere: “İİK’ nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır.”
İstinaf eden … firmaları vekili, itiraz ve istinaf talebinde esas olarak alacağın şarta bağlandığını (… firmaları tarafından ihale bedeli alındıktan sonra ….’ya devredilebileceği),…firmasının alacaklı sıfatının bulunmadığını zira aralarında sözleşme ilişkisi bulunduğunu alacağın yargılamayı gerektirdiğini ve İİK 257.maddesindeki koşulların oluşmadığını,….’nın kendilerine zamanında mal tedarik edemediğini bu yüzden yaptırıma ve zarar maruz kaldıklarını, kendilerinin de …’dan alacaklı olduklarını, teminatın … firmalarının zararını karşılamaya yetmeyeceğini, mutabakat yazısında borç/alacak belirtilmediğini, … Denizcilik firmasının imza ve kaşesinin de bulunmadığını, kendilerinin sabit ikametgah sahibi olduklarını ve ihtiyati haciz kararının kendilerini piyasadan silmeye matuf olduğunu öne sürmektedirler. Öne sürülen hususlar ihtiyati haciz kararına itiraz sebeplerini sınırlı olarak ifade eden İİK’nın 265.maddesine uymamaktadır. Buna ek olarak taraflar arasındaki ürün tedarik ve danışmanlık sözleşmesinin 4.4.maddesinde …’in ilgili kurumdan olan alacaklarını …’ya Brisa’nın alacağı oranında devredeceği, alacağın devrinin …’in sözleşme kapsamında kendisine yapılacak olan ürün tedariki ile ilgili …alacağının tahsili için ifa uğruna edim amacıyla yapılacağı ifade edilmiş olup, bu madde karşısında aynı sözleşmenin 4.5.maddesinde yazılı tahsilatın yapılmasının şart olmadığı, …in ihale makamından olan alacağını …nın alacağı oranında …’ya devretme yükümlülüğü altına girdiği, bu durumda para alacağı açısından alacağın şarta bağlandığı yönündeki istinaf nedeninin taraflar arasındaki sözleşmeye de uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak mahkemece verilen istinafa konu karar dosya içeriğine, İİK’ nın 265. maddesine uygun bir karar olup, istinaf gerekçesi olarak öne sürülen hususlar ancak açılabilecek bir menfi tespit davasında tartışılabilecek hususlar olduğu cihetle istinaf başvurusunun HMK 353/1/b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden borçlular tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 35,90 TL istinaf karar harcı istinaf eden borçlular tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından; yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden borçlular üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine,
6-Kararın İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/12/2018 tarihinde HMK’ nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.