İİK'nın * maddesi uyarınca borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklının talebi ile borçlunun hükmolunan meblağın % 40'ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkumiyetine karar verilir. Bu maddeye göre borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi için itirazında haksız olması gerekir. Alacak miktarı likid değilse borçlunun itirazında haksızlığından sözedilemez. Somut olayda davacı yan, sevk irsaliyelerine göre *m² imalât gerçekleştirdiğini iddia ederek bakiye * TL bakiye iş bedelinin tahsili için icra takibi başlatmıştır. Davalının icra takibine vaki itirazının iptali için açılan eldeki davada ise mahkemece * m² imalât yapıldığı kabul edilerek davanın kısmen kabulüne, *TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dava konusu alacak bilirkişi incelemesiyle saptandığından, alacağın likid ve borçlunun itirazında tamamen haksız olduğundan sözedilemez. Bu sebeplerle mahkemece koşulları oluşmadığından icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Bu husus kararın bozulmasını gerektirmekte ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HMK'nın geçici * maddesinin yollamasıyla HUMK'nın * maddesi uyarınca icra inkâr tazminatı kaldırılmak suretiyle kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2014/691 Karar No:2014/2952
  1. Tarihi:29.4.2014
  Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: – K A R A R – Uyuşmazlık, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olup, davacı taşeron davada asfalt kaplama işinden doğan bakiye iş bedelinin tahsili istemiyle başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâliyle takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istenmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılarak hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve bozmanın şümulü dışında kalarak kesinleşen cihetlere ait temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-İİK’nın 67/II. maddesi uyarınca borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklının talebi ile borçlunun hükmolunan meblağın % 40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkumiyetine karar verilir. Bu maddeye göre borçlunun tazminatla sorumlu tutulabilmesi için itirazında haksız olması gerekir. Alacak miktarı likid değilse borçlunun itirazında haksızlığından sözedilemez. Somut olayda davacı yan, sevk irsaliyelerine göre 14.421,13 m² imalât gerçekleştirdiğini iddia ederek bakiye 129.554,74 TL bakiye iş bedelinin tahsili için icra takibi başlatmıştır. Davalının icra takibine vaki itirazının iptali için açılan eldeki davada ise mahkemece 13.354,61 m² imalât yapıldığı kabul edilerek davanın kısmen kabulüne, 110.513,56 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dava konusu alacak bilirkişi incelemesiyle saptandığından, alacağın likid ve borçlunun itirazında tamamen haksız olduğundan sözedilemez. Bu sebeplerle mahkemece koşulları oluşmadığından icra inkâr tazminatı isteminin reddi gerekirken kabulü doğru olmamıştır. Bu husus kararın bozulmasını gerektirmekte ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’nın 438/VII. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatı kaldırılmak suretiyle kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın hüküm kısmının 1 nolu bendinin üçüncü satırındaki ”Hükmolunan miktar üzerinden hesaplanan %40 icra inkar tazminatı olan 44.205,20 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine” cümlesinin karardan çıkarılarak yerine “koşulları oluşmadığından icra inkâr tazminatı talebinin reddine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.       İlgili Maddeler HUMK 438/VII Madde  ]]>