Mahkemece, davacı tarafından işin yapıldığı iddia edilmesine rağmen davalının aralarında sözleşme bulunmadığı ve işin yapılmadığına dair savunması karşısında, sözleşme ilişkisinin yazılı delille ispatı gerektiği, bilirkişi tarafından davacının gönderdiği maillerin silinebileceği belirtilmesine rağmen buna ilişkin bir ispatın bulunmadığı, davalının * İnşaat ile yapmış olduğu sözleşme örneği ile dosyaya sunulan sözleşme örneğinin benzeşmesinin tek başına işin yapıldığını ispata elverişli olmadığı, ayrıca bilgisayar mühendisi bilirkişi tarafından davalının mail adresinde bahse konu maillerin olmadığı hususunun açıkça tespit edildiği, davacının yemin deliline dayanmamış olması nedeniyle yemin hususunun hatırlatılmadığı, ihtilafa konu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, mali müşavir bilirkişi raporuna göre, tarafların ticari defterlerinin niza konusu fatura nazara alınmadığında cari hesap bakiyesi yönünden mutabakat halinde olduğu, ayrıca önceki ticari ilişkiye ilişkin *nolu fatura, * nolu fatura,* nolu faturaların mal alımına ilişkin olduğu ve evsafının kg ve metre olan mallardan oluştuğunun tespit edildiği, bu nedenle davacının davalı hesabına alacak olarak kaydettiği * TL’nin niza konusu fatura bedeline ilişkin kısmi ödeme niteliğinde olmadığı, davacı taraf her ne kadar işin yapıldığını ispat için ….Şti.’nden malzemelerin alındığını, buna ilişkin faturaların düzenlendiğini, fatura tarihlerinin işin yapıldığı döneme ilişkin olduğunu iddia etmiş ise de bu kayıtların tek başına işin yapıldığını ispata elverişli olmadığı gibi davalının taraf olmadığı bir işlem olması nedeniyle davalıya karşı ileri sürülmesinin de mümkün olmadığı, bu haliyle davacının davasını ispatlayamadığı gerekçeleri

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1061
KARAR NO : 2018/1059
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2017
NUMARASI : 2015/420 Esas, 2017/1156 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 11/09/2018
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen “Erzurum Atıksu Arıtma Kolektörleri ile Akarsu Islahı” işine ilişkin 01/07/2014 tarihli sözleşme gereğince davalının bir kısım ödemeler yaptığını, 01/04/2015 tarih ve 92306 nolu faturayı kabul ettiğini ancak fatura bedelinden kalan 96.000,00 TL’yi ödemediğinden İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme olmadığını, müvekkilinin Erzurum Atıksu Arıtma Tesisinde ihale ile aldığı işte davacının hiç bir iş yapmadığını, sadece mal alımına ilişkin anlaşmaları bulunduğunu ve gönderilen faturayı iade ettiğini, yapılan ödemelerin mal alımına ilişkin olduğunu, müvekkilinin mal bedeli dışında bir ödeme yapmadığını, imzasız ödeme belgesinin müvekkilince düzenlenmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı tarafından işin yapıldığı iddia edilmesine rağmen davalının aralarında sözleşme bulunmadığı ve işin yapılmadığına dair savunması karşısında, sözleşme ilişkisinin yazılı delille ispatı gerektiği, bilirkişi tarafından davacının gönderdiği maillerin silinebileceği belirtilmesine rağmen buna ilişkin bir ispatın bulunmadığı, davalının HGG İnşaat ile yapmış olduğu sözleşme örneği ile dosyaya sunulan sözleşme örneğinin benzeşmesinin tek başına işin yapıldığını ispata elverişli olmadığı, ayrıca bilgisayar mühendisi bilirkişi tarafından davalının mail adresinde bahse konu maillerin olmadığı hususunun açıkça tespit edildiği, davacının yemin deliline dayanmamış olması nedeniyle yemin hususunun hatırlatılmadığı, ihtilafa konu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, mali müşavir bilirkişi raporuna göre, tarafların ticari defterlerinin niza konusu fatura nazara alınmadığında cari hesap bakiyesi yönünden mutabakat halinde olduğu, ayrıca önceki ticari ilişkiye ilişkin 06/10/2014 tarih 921253 nolu fatura, 13/10/2014 tarih 921254 nolu fatura, 29/08/2014 tarih ve 921244 nolu faturaların mal alımına ilişkin olduğu ve evsafının kg ve metre olan mallardan oluştuğunun tespit edildiği, bu nedenle davacının davalı hesabına alacak olarak kaydettiği 52.401,54 TL’nin niza konusu fatura bedeline ilişkin kısmi ödeme niteliğinde olmadığı, davacı taraf her ne kadar işin yapıldığını ispat için ….Şti.’nden malzemelerin alındığını, buna ilişkin faturaların düzenlendiğini, fatura tarihlerinin işin yapıldığı döneme ilişkin olduğunu iddia etmiş ise de bu kayıtların tek başına işin yapıldığını ispata elverişli olmadığı gibi davalının taraf olmadığı bir işlem olması nedeniyle davalıya karşı ileri sürülmesinin de mümkün olmadığı, bu haliyle davacının davasını ispatlayamadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde, taraflar arasında malzeme alımına ilişkin sözleşme kabul edilmesine rağmen davalı tarafça işçilik yapılmadığının iddia edildiğini, davalı defterlerinde malzeme alımı dışında 52.401,54 TL daha ödeme yapılmasının taraflar arasındaki sözleşmenin kanıtı olduğunu, bilgisayar mühendisi bilirkişi tarafından yapılan incelemede de davacı bilgisayarından maillerin gönderildiği, davalı bilgisayarında HGG inşaat ile aralarındaki sözleşme ile davacı bilgisayarındaki sözleşmenin benzer şekil ve yazımda olduğu, bilirkişinin de taraflar arasında mail yazışmaları yapıldığına dair görüş bildirdiğini, davacı müvekkilinin Erzurum adresli ….Şti’nden aldığı faturalarda yer alan dava konusu iş için kullanılan malzemelerin mahkemece tek başına işin yapıldığını göstermeye yeterli bulunmamasının hatalı olduğunu, mahkemece için kim tarafından yapılmış olduğunun araştırılmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Somut olayda davacı vekili, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı tarafça mal alım satımına ilişkin hukuki ilişki kabul edilmekle birlikte iş yapımına ilişkin aralarında bir anlaşma bulunmadığını savunmuş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça sunulan deliller taraflar arasında iş yapımına ilişkin bir anlaşma bulunduğunu kanıtlamaya yeterli değildir. Davalının bilgisayarında davacıya e-posta gönderildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığından, bilgisayar mühendisi tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda belirtilen hususlar somut bir tespite dayanmayıp varsayımdan ibarettir. İş yapımına ilişkin hukuki ilişkinin yazılı delille ispatı gerekmesine rağmen, buna ilişkin delil sunulmamış, davacı taraf yemin deliline de dayanmamıştır. Bu durumda davacı tarafın iş yapılına ilişkin hukuki ilişkiyi yasal delillerle kanıtlayamadığı anlaşılmakla, yerel mahkemenin davanın reddine dair kararı yerinde olmuştur.
Açıklanan nedenlerle, yerel mahkemenin kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2017 tarih ve 2015/420 esas, 2017/1156 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,
2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 11/09/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.