mahkemece, öncelikle akdî ilişkinin konusu olup davalı tarafından gönderildiği halde davacı yanca tebellüğden kaçınılan *nolu reklamasyon faturasında yazılı ipliklerin mevcut olup olmadığı davalıdan sorulup, mevcut ise tekstil ve boyama konusunda uzman teknik bilirkişi marifetiyle üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle ayıbın bulunup bulunmadığı, ayıbın niteliği ve işin yapıldığı tarihler ile dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun maddesi hükmünce iş sahibinin kullanamayacağı ve nisfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyecek ve eserin iadesini gerektirecek vasıfta olup olmadığı ya da ayıbın bu derecede önemli olmaması halinde bedelde tenzili gereken miktar veya onarımı mümkünse, onarım bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi, ipliklerin mevcut olmayıp bilirkişi incelemesi yapılmasının imkânsızlaşması halinde davacı taşeronun cari hesaptan kalan ve ödenmeyen iş bedeli alacağı ile ilgili itirazın iptâline karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2013/3227 Karar No:2014/1632
  1. Tarihi:10.3.2014
    Mahkemesi       :İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi     :26.09.2012 Numarası            :2008/262-2012/199   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup ödenmeyen iş bedeli alacağının tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli ve takibin devamı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı taşeron, davalı yüklenicidir. Yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte taraflar arasında davalının verdiği iplikleri davacının boyaması konusunda eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu ve bu akdî ilişkinin 2006-2007-2008 yıllarında sürdüğü anlaşılmaktadır. Davacı, davada cari hesaba dayalı olarak iş bedelinden ödenmeyen kısmın tahsilini talep etmektedir. Davalı akdî ilişkiye ve yapılan iş ve cari hesaptan kalan miktara itiraz etmemekle birlikte malların geç teslimi ile gönderilen malların ayıplı bulunması sebebiyle borcun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Eser sözleşmelerinde kural olarak işin sözleşme ve eklerine göre yapılıp, bedele hak kazanıldığını kanıtlamak yükleniciye, bedelin ödendiği ya da eserin ayıplı olması ve gecikmesi sebebiyle borcun ödendiği ya da sona erdiğini ispatlamak iş sahibine aittir. Somut olayda, davacı taşeronun davalının verdiği iplikleri boyayıp, davalı yükleniciye teslim ettiği ihtilâfsız olup, dosya kapsamından ayıp ihbarının da süresinde yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı yüklenici tarafından boyanan ipliklerin ayıplı olduğu ileri sürülerek reddedildiği savunulmakla birlikte, ayıplı mallar üzerinde yaptırılmış delil tespiti ya da resmi kurumlardan alınan rapor veya analiz belgesi bulunmamaktadır. Bilirkişi tarafından 4 bobin numune incelenmiş ise de; davacı, bu numunelerin kendi boyadığı bobinlerden olduğunu kabul etmemektedir. Bu durumda, mahkemece, öncelikle akdî ilişkinin konusu olup davalı tarafından gönderildiği halde davacı yanca tebellüğden kaçınılan 18.03.2008 gün 227724 sıra nolu reklamasyon faturasında yazılı ipliklerin mevcut olup olmadığı davalıdan sorulup, mevcut ise tekstil ve boyama konusunda uzman teknik bilirkişi marifetiyle üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle ayıbın bulunup bulunmadığı, ayıbın niteliği ve işin yapıldığı tarihler ile dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi hükmünce iş sahibinin kullanamayacağı ve nisfet kaidesine göre kabule icbar edilemeyecek ve eserin iadesini gerektirecek vasıfta olup olmadığı ya da ayıbın bu derecede önemli olmaması halinde bedelde tenzili gereken miktar veya onarımı mümkünse, onarım bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi, ipliklerin mevcut olmayıp bilirkişi incelemesi yapılmasının imkânsızlaşması halinde davacı taşeronun cari hesaptan kalan ve ödenmeyen iş bedeli alacağı ile ilgili itirazın iptâline karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 10.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.  ]]>