Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Davada * yılında yaptırılan imalâttan bakiye alacağın takip konusu yapıldığı kabul edilmiştir. Her ne kadar takipte "çeşitli tarihli faturalar" denilmiş ise de, dava dilekçesindeki açıklamalara göre 2009 yılında yapılan imalât ve ödemelerin gözetilerek ve davanın da itirazın iptâli davası olması, alacaklının takipteki alacak ve dayanağı belgelerle sınırlı olarak davanın görülmesi gerekir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da bu husus gözetilmediği gibi mahallinde keşif yapılmamış, raporlar arasında oluşan büyük çelişki de giderilmemiş olduğundan hükme dayanak olması mümkün değildir. Yapılması gereken iş, yeniden oluşturulacak uzman (mimar, inşaat mühendisi ve ahşap uzmanı) bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif yapılarak * yılı itibariyle faturalarla karşılaştırılmak suretiyle davacının alacağı tespit edilmeli, deftere kayıtlı faturalar ve sözleşmesi olan imalâtlarda bedel sözleşmeye göre hesaplanmalı, sözleşme dışı imalât ispatlanır ve bedel de uyuşmazlık konusu ise, yapıldığı tarihteki piyasa fiyatları ile tutarı hesaplatılmalı, ihtilafsız ödeme tutarı mahsup edilerek yine davalının takas ve mahsup defi de gözetilerek ve %27 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi hesaplanarak hüküm kurulmalı, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkâr tazminatı talebi reddedilmelidir. Eksik incelemeyle ve hatalı değerlendirmelerle hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın taraflar yararına bozulması uygun görülmüştür

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2014/701 Karar No:2014/6951
  1. Tarihi:1.12.2014
    Mahkemesi       :İstanbul/Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi Tarihi     :09.10.2013 Numarası            :2010/335-2013/444   Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş davacı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ….. ile davalı vekili Avukat … geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: – K A R A R – Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının takibine yönelik itirazın iptâline ilişkindir. Davalı, davacının gerçeğe aykırı metrajlar ve sözleşme kapsamında olduğu halde, sözleşme kapsamında değilmiş gibi fatura düzenlediğini, ayrıca aşırı fahiş fiyat uyguladığını savunarak davanın reddini istemiş ve KDV dahil 154.659,46 TL alacakları bulunduğunu, bu alacaklarının davacının alacağından takas ve mahsubuna karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 52.640,06 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptâline ve % 40 icra inkâr tazminatına hükmedilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Davada 2009 yılında yaptırılan imalâttan bakiye alacağın takip konusu yapıldığı kabul edilmiştir. Her ne kadar takipte “çeşitli tarihli faturalar” denilmiş ise de, dava dilekçesindeki açıklamalara göre 2009 yılında yapılan imalât ve ödemelerin gözetilerek ve davanın da itirazın iptâli davası olması, alacaklının takipteki alacak ve dayanağı belgelerle sınırlı olarak davanın görülmesi gerekir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da bu husus gözetilmediği gibi mahallinde keşif yapılmamış, raporlar arasında oluşan büyük çelişki de giderilmemiş olduğundan hükme dayanak olması mümkün değildir. Yapılması gereken iş, yeniden oluşturulacak uzman (mimar, inşaat mühendisi ve ahşap uzmanı) bilirkişi heyetiyle mahallinde keşif yapılarak 2009 yılı itibariyle faturalarla karşılaştırılmak suretiyle davacının alacağı tespit edilmeli, deftere kayıtlı faturalar ve sözleşmesi olan imalâtlarda bedel sözleşmeye göre hesaplanmalı, sözleşme dışı imalât ispatlanır ve bedel de uyuşmazlık konusu ise, yapıldığı tarihteki piyasa fiyatları ile tutarı hesaplatılmalı, ihtilafsız ödeme tutarı mahsup edilerek yine davalının takas ve mahsup defi de gözetilerek ve %27 oranını aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi hesaplanarak hüküm kurulmalı, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkâr tazminatı talebi reddedilmelidir. Eksik incelemeyle ve hatalı değerlendirmelerle hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, kararın taraflar yararına bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraflarca temyiz olunan hükmün her iki taraf yararına BOZULMASINA, 1.100,00’er TL duruşma vekillik ücretinin taraflardan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay’daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.    ]]>