Yargıtay İçtihatlarında kapalı faturanın ödemeye karine teşkil edeceği kabul edilmektedir. Bu karine sebebiyle ispat yükü yer değiştirmiş olacağından aksini iddia eden davacı alacaklı kanıtlamak zorundadır. Somut olayda davacıya * TL ödendiği ihtilâfsızdır. Davalı da ödemelerin bir kısmının banka kanalıyla yapıldığını kabul etmiştir. Davacı tarafından sunulup doğruluğu mahkemece incelenmeyen banka hesap hareketlerini gösteren belge fotokopisinde ise ödemelerin fatura tarihinden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu belge, davacının imalât bedelinin bir kısmının kapalı fatura tarihinden sonra ödendiği sonuçta bakiye alacağının kaldığı savunmasını doğrulayıp karinenin aksinin ispatını sağlar niteliktedir.Bu nedenle mahkemece öncelikle banka hesap kayıtları da getirilmek suretiyle kapalı fatura tarihinden sonra davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması, ödeme yapılmış ise bunların kapalı faturaya mahsuben yapılıp yapılmadığının incelenmesi, kapalı fatura bedeline mahsuben yapıldığının anlaşılması halinde şimdiki gibi davanın kabulüne, başka bir hukuki ilişki nedeniyle ödendiğinin anlaşılması halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekir

<![CDATA[T.C. Yargıtay

  1. Hukuk Dairesi
  Esas No:2015/3204 Karar No:2016/848
  1. Tarihi:10.2.2016
    Davacı…. Şti. ile davalı…. Şti. arasındaki davadan dolayı …. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 14/01/2014 gün ve 2012/959-2014/17 sayılı hükmü bozan Dairemizin 02/04/2015 gün ve 2014/3377-2015/1718 sayılı ilâmı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:   – K A R A R –   Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak ile ilgili yapılan icra takibine itirazın iptâli talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce verilen 02.04.2015 tarihli 2014/3377 Esas 2015/1718 Karar sayılı bozma ilâmına karşı davacı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. Davacı davasında taşeron olarak davalının üstlendiği yol inşaatı kapsamında bazı imalâtları yaptığını, işi tamamladığını ve 17.10.2011 tarihli 188.800,00 TL’lik fatura düzenlediğini, davalı tarafından kendisine faturanın düzenlenmesinden sonra 160.000,00 TL ödendiğini, bakiye 28.800,00 TL’nin ödenmediğini, yaptığı icra takibine de itiraz edildiğini belirterek icra takibine itirazın iptâline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davalının icra takibine itirazı ile ilgili delil sunmadığı gerekçesi ile davanın takipte belirtilen asıl alacak üzerinden kabulüne karar verilmiş, bu kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce, davaya konu faturanın kapalı düzenlenmiş olmasının ödemeye karine teşkil etmesi ve bunun aksinin davacı yanca kanıtlanamamış olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir. Gerçekten de ticari örf ve adet ile yerleşik Yargıtay İçtihatlarında kapalı faturanın ödemeye karine teşkil edeceği kabul edilmektedir. Bu karine sebebiyle ispat yükü yer değiştirmiş olacağından aksini iddia eden davacı alacaklı kanıtlamak zorundadır. Somut olayda davacıya 160.000,00 TL ödendiği ihtilâfsızdır. Davalı da ödemelerin bir kısmının banka kanalıyla yapıldığını kabul etmiştir. Davacı tarafından sunulup doğruluğu mahkemece incelenmeyen banka hesap hareketlerini gösteren belge fotokopisinde ise ödemelerin fatura tarihinden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu belge, davacının imalât bedelinin bir kısmının kapalı fatura tarihinden sonra ödendiği sonuçta bakiye alacağının kaldığı savunmasını doğrulayıp karinenin aksinin ispatını sağlar niteliktedir. Bu nedenle mahkemece öncelikle banka hesap kayıtları da getirilmek suretiyle kapalı fatura tarihinden sonra davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması, ödeme yapılmış ise bunların kapalı faturaya mahsuben yapılıp yapılmadığının incelenmesi, kapalı fatura bedeline mahsuben yapıldığının anlaşılması halinde şimdiki gibi davanın kabulüne, başka bir hukuki ilişki nedeniyle ödendiğinin anlaşılması halinde ise davanın reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece verilen kararın bu sebeple de bozulması gerekirken bozma aşamasında yapılan inceleme sırasında bu hususun Dairemizce gözden kaçırıldığı anlaşıldığından 02.04.2015 tarihli 2014/3377 Esas 2015/1718 Karar sayılı bozma ilâmının kaldırılarak kararın değişik bu gerekçe ile bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 02.04.2015 tarihli 2014/3377 E 2015/1718 K sayılı bozma ilâmının kaldırılarak mahkeme kararının değişik bu gerekçe ile BOZULMASINA, ödediği karar düzeltme peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine, 10.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.      ]]>